22 Ağustos’daki yazımın başlığındaki eski boksör Mike Tyson’a yapılan göndermenin devamı niteliğinde oldu Sivas maçı. Yine işi başlarda bitirmye yönelik bir oyun şekli vardı sahada.

Karagümrük maçından biraz farklı olarak bir tık düşük tempo ama daha kaliteli oyun ortaya çıktı ilk yarı. Bunda son 11’den farklı olarak Berkay yerine Dele Alli seçimi etkili oldu sanırım.

Valerian İsmael ülkemizi çabuk çözdü. Baktı açık açık taktik diziliş konuşmak bir anda karşısına binlerce diplomasız, liyakatsız teknik direktor çıkartıyor bıraktı o işleri.

4’lü mü istiyorsunuz alın size kağıt üstünde 4’lü.. Pas mı istiyorsunuz alın size pas oyunu...

Şimdi o büyük teknik direktörler diyor ki ben yaptım bu oyunu. Benim dediğim oldu. İşte Beşiktaş oyunu böyle olmalı falan. Yani hocanın gözlemi, eldeki kaliteye göre oyun tercihindeki başarısı falan önemli değil. Onla aldı ligde 12 puanı (Alanya da 3 bana göre)..

Bakın buraya yazayım da kayıtlara geçsin. Benim ve bazı azınlığın 4 aydır destek attığı Valerian İsmaiel biraz başarılı olsun bizim üstümüze basıp, ezip geçip boynuna sarılmak için birbirleri ile yarışacak bundan bir şey olmaz diyen o güruh.

Neyse inşallah hoca başarılı olur da onlar da öyle yaparlar. Bizim gibileri de Valerian düşmanı diye suçlarlar.

Dönelim oyuna. Dedim ya, hoca sistemini nerede ise bizden saklayarak oynatmaya çalışıyor ama işlemeye başladı bence. Bizim gibi oynadığı liglerin lokomotifi olan takımlarda artık oyunlar oyuncu üzerinden değil sistem üzerin okunmalı ki hoca da bunu amaçlıyor ve inşallah başaracak. Sistem içerisindeki oyuncu performanslarına bakarsak da eğer, A. Avcı zamanındaki sahte bek uygulamasını her iki bek ile de başarılı yaptı ilk yarı takım.

Masuaku tutuk başlamasına rağmen ilerleyen dakikalarda tecrübesi ile oyuna tutundu. Rosier ise bence kusursuza yakın bir oyun oynadı. Evet santrafor müthiş, Muleka çok verimli, sol stoper cuk bunlar tamam da en çok sevindiğim Salih’in 6 numara performansı.

Ara ara kendini arkaya atıp Necip ve Saiss’in önündeki kulvarlardan oyuna katılmalarını sağlaması ile tipik 3’lü hücum atakları örnekleri vermemize de faydası oldu. İnşallah böyle devam eder. Evet o pozisyonun gerçek sahibi tabi ki Josef ama Salih orta saha da her pozisyona yerli statüsünde olması sebebi ile yazılacak bir isim haline geldi.  

Yerli demişken Necip için de küçük bir parantez. Son 2 haftadır içerde oynadığımız maçlarda  hiç sırıtmadı. Ama bu demek değil ki bu takımın ilk yazılacak sağ stoperi olmalı. Nkoudu’nun kendine bile süpriz oyun sisteminden kurtulması şart. Yoksa ne oynadığını bilen bir açık gelir bizimki yine döner kulubeye. Dele ilgili  detaylı yorumu bir kaç maç sonraya bırakalım. İlk maç için benden yana tamam. Müthiç kalite olduğu kesin. Arkaya attığı koşular ile çok skor bulabiliriz diyelim şimdilik.

Tüm oyuncular dışında benim için gecenin en özeli Gedson performansı idi.  Böyle bir koşu kalitesi uzun zamandır izlememiştim. Ben yoruldum izlerken. Tek eleştirim (o da sağlık için)  topu ayağından çıkartma süresi üzerine olr ki kabul edelim burası kasaplar cenneti, aman diyeyim. Oyun için genel yorum ise son periyodlardaki düşme üzerine.

Kabul edelim ki bu tempoya dayalı oyunun yorulma kaynaklı düşme getirmesi normal. Karagümrük maçı buna örnek idi. Ama orada oyuncu değişiklikleri çok geç gelmiş takım güçten düşmüş haldeydi. Dün gece ise oyuna erken müdahele edilmesine rağmen oyun kalitesi içeriye atılanların geride kalmasından dolayı düştü. Eylül ilk haftaya kadar yazacağım yine yazıyorum en az 2-3 çok yüksek kalitede oyuncuya ihtiyacı var bu takımın.

Yazıyı şanlı bayram ile bitirelim. Devrim bu topraklarda 1 kere yapıldı. İşte o devrimin büyük taaruzu 100 yıl önce bugün sonuçlandı. O günlerde verilen canlar, dökülen kanlar olmasa idi bugünleri görmemizin mümkün olmadığını hiç unutmadan yaşamaya devam edelim.

Bu vesile ile benim için tek Başkomutan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına bitmeyecek saygı ve mnnetlerimi sunarım.

Nice 100 yıllara…

Bülent BİLİRGEN /   Duhulye.com