Futbolumuz gelişmiyor, aksine ulusal ve uluslararası ölçekte neden itibar yitiriyor, marka değeri niçin giderek düşüyor, kimsenin umurunda değil.

Tepeden tırnağa bir umursamazlık, kayırmacılık, bencillik, güç zehirlenmesi ve sınır tanımayan hadsizlik hakim...

İsteyen üzerine alınsın, pay çıkarsın veya kendini bu sınırların dışına taşısın.

Konuştuğumuz şeylere bakın;

Lig şampiyonumuz, Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan gidebilecek mi?

A Milli Takım, Dünya Kupası’na katılabilecek mi?

Türk temsilcileri, Avrupa’da kaç ön eleme oynayacak?

Naklen yayın ihalesini kim alacak ve geçmişteki bedelin yarısını ödeyebilecek mi?

Bitmedi... Ülkemize UEFA’dan hangi yaptırımlar gelecek?

FIFA’daki uyuşmazlık dosyalarının akıbeti ne olacak?

Borç batağındaki kulüpleri kim kurtaracak?

Bu hakemlerle lig nasıl bitecek?

Gizli güçler hangi takımları hedef seçerek futbola ayar çekecek?..

İnsanın içi daralıyor. Bir tane başarı öyküsü var mı aklınıza gelen?..

Yıllardır giderek büyüyen sorun yumağından çıkmak için fikir üreten, çözüm arayan, iyi niyet gösteren, fedakârlık yapan, işi kişiselleştirmeyen, siyasetten medet ummayan kaç yönetici sayabilirsiniz? Beş mi, on mu?

Herkesin derdi başka!

Futbol devasa bir sektör. Herkes payının peşinde.

Ya bizde? Kulüp idareciliğini mafya tarzı eylem ve söylemler olarak kullanan, yetersizliklerine ve başarısızlıklarına günah keçisi arayan, kendini sorgulamayı bilmeyenler mi deva olacak futbolumuzun dertlerine? Yoksa hırslarını tatmin etmek için her türlü adaletsizliği mubah görenler mi?

Örnekler çok sıcak. Kimi sahaya inip hakeme saldırır, “Silahım olsaydı vururdum” der, öteki futbolun içinde “FETÖ” örgütlenmesi olduğunu iddia eder kanıtlamaktan aciz kalır, bir başkası “hakemin kellesini aldık” diye aleme gözdağı verir, daha ileri gidenler federasyonu ve MHK’yi tehdit eder.

Bu tablodan cesaret alan sözde paydaşlar yangına benzin döker, medyadaki bildik kurnazlar da hepsinin peşine takılıp, reyting peşinde koşar.

Ve bunların tümü, önemli mevki - makamlardan itibar görür!

Hiç kusura bakmayın. İşte budur Türk futbolunun profili. Budur karakteri ve gerçekleri. Ruhu, kişiliği, budur işte.

Dibe vurduk mu? Sakın aldanmayın, bunlar iyi günlerimiz!..

Türkiye Futbol Federasyonu, Cumhuriyet ile yaşıttır. Seneye 100. yıl pastası kesilecek.

Bir zamanlar şık hanımefendilerin, takım elbiseli erkeklerin takım göz etmeksizin birlikte maç seyrettiği güzellikten, konuk ekip taraftarının tribüne alınmadığı günlere geldik.

Hepimiz suçluyuz ve bedelini ödüyoruz!..

Cemal ERSEN / Milliyet