Bir derbideki Beşiktaş’a bakın, bir de dünkü ilk yarıya! Bir takım bu kadar değişkenlik gösterebilir mi arkadaş? Galatasaray’dan ilk golü yedikten sonra adeta fırtına estiren o Kartal’dan ilk yarıda eser yoktu Antalya’da!

Diyeceksiniz ki, o kadrodan iki kişi eksik, doğru... Salih ve Colley sakatlıkları nedeniyle Antalya’da yoktular, yerlerine Welinton ve Maxim sahadaydı. Gelin görün ki golü yiyinceye kadar sürekli geri vitese takan Kartal’ın koca ilk yarıda bir şutu var, o da Hadziahmetovic’le. Ya diğerleri ‘boş gezenin, boş kalfası’ gibiydiler!

Bir de şu geri pas meselesi var, Kartal’ın bu yarıda en büyük handikapıydı kuşkusuz... Haaa sıkışırsın, geri pas yapabilirsiniz, ama her pozisyonda geriye dönerseniz, üçüncü bölgede nasıl etkili olacaksınız? Müsaitsin, rakip eksiltsenize be kardeşim, yok illa geri vites!

Nitekim bu faktör, Antalyaspor’un işine müthiş yaradı, 33’te Fernando frikikte ceza alanına kesti, Ömer yükseldi, kafayı çaktı, top önce yan direğe, sonra filelere gitti.

İlk yarıda her anlamıyla negatif bir oyun ortaya koyan Beşiktaş’ın kronikleşmiş bir zaafı var, golü yemeden gerçek oyununa dönemiyor, taraftarına çile çektiriyor, yatıştırıcı almaya zorluyor!

Nitekim, bu yarıda Kartal baktı ki papuç pahalı, vites yükseltti, baskısını artırdı, 54’te Aboubakar ile skoru eşitledi. Bu gole kadar Aboubakar’ın etkili olduğunu söylemek çok zor, ama adam golcü yeter ki pozisyon bulsun, affetmiyor.

Bu golden sonra iki takım da tempo yükseltti, top bir o kalede bir bu kalede... En azından bu bölümlerde oyuna biraz olsun kalite ve heyecan gelirken, Kartal öyle bir yüklendi ki, rakip savunmaya nefes aldırmadı.

Sahanın en çalışkan ismi Redmond soldan indi, ceza alanına girerken Bünyamin tarafından indirildi, Kalkavan sarıyı çekti. Bak arkadaş, ya VAR devreye girmeseydi, gözünün önünde, ne sarısı bal gibi kırmızı, ben değil kural söylüyor, bariz gol şansı ve son adam! Ohh ne güzel, etliye - sütlüye karışmıyorsunuz artık, VAR’a dayadınız sırtınızı!

Faulü kullanan Redmond, arka direğe kesti, Tayfur kafayla indirdi, savunmayı karıştırdı, Cenk Tosun 84’te sahne aldı, klasına yakışır bir vuruşla golünü atarken, işini yapmanın rahatlığıyla evinin yolunu tuttu.

Aboubakar’ı tutana aşk olsun, 90’da Tayfur sağdan indi, tecrübeli futbolcunun önüne yuvarladı. Dedik ya Aboubakar yeter ki rakibin açağını yakalasın, hiç affı yok, ayağı kaymasına karşın topu tavana çaktı, maçın da skorunu belirledi.

Kartal’a sakın ola kızmayın, bu oyunda kolay rakip yok, olmadığını dün de gördük. Şu da bir gerçek, Beşiktaş, ister kötü oynasın, fark etmez, çünkü ‘kazanma hırsı’ inanılmaz üst seviyede. Kartal’ın bu özelliği var, bir de Şenol Güneş’in dokunuşları, hamleleri yetmez mi?

Bilal MEŞE / Milliyet