Beşiktaş için Hatay'da yaşanan süreç çok net bir şekilde bağıra bağıra geldi. İsmael'in kafasındaki oyun düzeni agresif, rakibe sürekli baskı yapan ve dikine oynamaya çalışan bir sistem.

Özellikle Weghorst'u bu oyun mantığının merkezi yapıp, onun üzerinden oyunu yönetmek ve sonuçlandırmak. Bazen de ikinci toplarda asistlerde kullanmak. Bu oyun düzeni mantık olarak güzel, bölüm bölüm de işe yaradı. Fakat bütün oyunu bu şekilde oynamaya çalışmak büyük bir macera.

Nereye gideceği belli olmayan bir süreç. Bu tür bir oyunu sürekli oynayabilmeniz için orta alanınızın mükemmel işlemesi lazım. Dönen toplarda, işin savunma tarafında veya hücum organizasyonlarında olayı yönetmesi lazım. Fakat Beşiktaş; Josef, Salih ve Dele Alli üçlemesiyle bunu haftalardır başaramadı. Bir tek Salih'in çabasıyla bir yere kadar geldi.

Dele Alli ısrarını anlamak mümkün değil. Adam haftalardır sahada yürüyor ve hâlâ böyle bir deplasmanda onunla başlıyor. Josef'in de yerinde yeller esiyor. Bu iki oyuncunun formsuzluğu ve verimsizliği o kadar yüksek ki Beşiktaş'ı haftalardır aşağıya çektiler. Kulübede oturan Valerien İsmael de bu konuya önlem almak, alternatif yaratmak yerine tek bir ezber oyun düzeni üzerinden sonuç almaya çalıştı. 

Gelinen nokta Beşiktaş adına çok acı. Bu kadroyla, bu oyuncu grubuyla bu kadar başarısız olmak kolay iş değil ama Valerien İsmael bunu başardı. Bu maç Beşiktaş açısından ligin önemli dönemeçlerinden bir tanesiydi. Şimdi artık başka bir noktaya geldik.

Bu kayıp Valerien için artık dönülmez bir süreci başlattı. Elindeki kadroyu bu kadar vasıfsızca kullanmak hem kendisine hem de Beşiktaş'a büyük zarar verdi. Valerien İsmael yaptığı bu işlerle 'Ben artık yokum, Beşiktaş kendisine yeniden acil bir çıkış yolu bulmalı' mesajını verdi.

Ali GÜLTİKEN / Sabah