Ahde vefayı, bazı kişiler işlerine geldiği gibi yorumlayıp, buna önem verenlerin tezini çürütmek için ellerinden geleni yapıyorlar. işin en acı tarafı burada . Neymiş hep mağdur edebiyatı yapılıyormuş. Kendileri için önemsiz olabilir ama buna önem verenlere  bir takım yakıştırmalar içinde  bulunmaları hiç hoş değil. Bunlar belki o kişilere göre   eskide kalmış olabilir  ama toplumumuza ve gençlere örnek olmaya çalışanlara bari çamur atmayın. Yaşadığımız toplumda her geçen gün bu tip insanlar azalıyor. Bu da gençlerimize kötü örnek oluyor.

Doğruluktan ve dürüstlükten şaşmayan güce tapmayan ,   sözünü tutanlara saygı göstermek gerekirken onlara çamur atanları  hayretler içinde izliyoruz.   Verilen sözlere, anlaşmalara ve konuşulanlara bağlı kalmak mikserlik değildir,bölücülük hiç değildir . Onun için bırakmak lazım bu işleri. Atacak hiç bir çamur bulamayan kişiler önce bir aynaya bakmalı... Gelelim asıl mevzuya. Divan seçimi yaşandı ve bitti. Kazanan ciddi bir oy farkı ile kazandı.Bildiğim ve duyduğum kadarı ile Sayın Yalçın Karadeniz'e üyelerle irtibata geçmemesi  için ,mevcut divan üyelerinin iletişim numaraları yasalara uygun değil diye verilmemiş.Haklı bir sebep, insanların izni olmadan verilmemeli, ama aynı şeyi kendileri neden yapmadı? Aynı hassasiyeti kendilerinin de göstermelerini beklerdim.Ama maalesef böyle olmadı.  Gerçekçi  olmak lazım bu iletişim numaraları verilse bu fark kapanır mıydı, hiç sanmıyorum, kapanması çok zordu.

Peki bu fark nasıl kapanırdı derseniz ,Sayın Yalçın Karadeniz kendi yakın dostlarını oy alabilmek için aradığında onların vermiş olduğu sözler yerine gelseydi , evet, bu kadar fark oluşmazdı.  Bu sözler azımsanmayacak sayıdaydı . Seçime gelmemek ne demek, anlaşılır gibi değil. Bazıları abarttığımı düşünseler de bire bir yaşadığım bir gerçek de şu:  Sayın   Yalçın Karadeniz'in  tertiplediği toplantılara katılan bir çok kişi  oy vermeye dahi gelmediler. Peki  bu kişilerin bugün  hak,  adalet çığırtkanlığı yapmaları  ilginç , değil mi? 
Listeye giremedi diye tepki koyanlara ne demeli, Beşiktaş menfaati mi önemli  listede olmak mı?
Eski sporcularımıza ne demeli  Ziya Doğan gibi bir efsane takım arkadaşları listede ama katılan takım arkadaşları sayısı çok  azdı. 
Bunların yanında  tribünlerin sevdiği saydığı büyük emekleri olan, içindeki Beşiktaş sevgisi tartışılmaz bir arkadaşımız , kulüp başkanlık seçiminde  oy kullanmadı mı, eski yöneticimiz değil mi, affa uğramadı mı? bu nasıl iş, oy kullanma listesinde olmamasını  algılamakta zorlanıyorum doğrusu .
Tek suçu Twitter da Sayın Yalçın Karadeniz'i desteklediğini söylemesi mi suç?.
Yazık çok yazık...
Neyse bunları  bir kenara bırakmak istemesek de bırakalım.
Başkanlığa oy isteyen kişilerin sosyal medya paylaşımlarına da önem vermesi gerekir.Herkesi kucaklayan kutuplaştırmayan öteleştirmeyen mesajlar vermeli değil mi? Sonra da  bize oy vermeyenler neden bize vermedi demesin.  

Bazı kişiler de az olsun bizim olsun şeklindeler. Divan kurulu üye sayımız çok , mutlaka azalması lazım , diyen bir kesim var, bunlara karşı  benim gibi artmasından taraf olanlar da var.
Daha evvel 30 yılını dolduran üyeler ve az sayıda seçim ile girenler Divan üyesi olma hakkına sahipti. Ben ve arkadaşlarımın verdiği  önerge oylama sonucu kabul edildi  ve  bu sayı 25 yıla indi. 

Bazı divan üyeleri  tepki gösteriyordu çok kalabalık oldu diye , iki güçlü başkan adayının seçimine bile gelen kişi sayısı ortada .Son zamanlarda vefat edenler de bu sayının içinde,  aidatlarını ödeyip seçme ve seçilme hakkına sahip  2900 kayıtlı divan üyesinin   yarısı bile seçime gelmedi veya gelemedi. Bazı üyelerimizin de nasıl zor şartlarda yardım edilerek sandık başına geldiğini gördük, yaşadık .Bu önemli seçime 1300  kişinin gelmiş olması, divan üye sayısının azalması değil  artması gerektiğini gösteriyor. Beşiktaş'ın senatosu diye adlandırılan bu kurul seçimine  %50 nin altında katılım   olmamalı.

Son yapılacak Tüzüğe   de seçim ile girme hakkı 15 yılını doldurmuş kişilere  tanınması gerekiyor.Bu madde daha evvel vardı yine konması  ve ez 30 kişiye  seçimle girme hakkı verilmeli.