Beşiktaş’ın Kadıköy’de Fenerbahçe karşısında aldığı 1-0’lık galibiyeti Vole kanalında değerlendiren Ali Ece, teknik direktör Solskjaer’in taktik planını öne çıkardı.
Ece, Masuaku’nun savunmada sol stoper olarak gösterdiği performansı, Gabriel Paulista ve Mert Günok’un liderliğini, Joao Mario ve Onur Bulut’un katkılarını ayrıntılı şekilde analiz ederken; Solskjaer’in eldeki kısıtlı kadroyla büyük bir başarıya imza attığını vurguladı.
Ali Ece şunları söyledi:
"Öncelikle bir haftadır diyordum ki, Fenerbahçe kadrosu Beşiktaş kadrosunu yenebilir ama Solskjaer de Mourinho'yu yenebilir. Solskjaer, Mourinho'yu yendi. Mourinho oyuncularını hiç konsantre edememiş, Solskjaer ise oyuncularını çok iyi hazırlamış. Özellikle Tayyip Talha yerine Masuaku ile başlaması çok yadırgansa da, savunma adına Gabriel Paulista son derece soğukkanlı ve çok iyi bir lider. Masuaku’yu çok iyi delege etti. Masuaku Beşiktaş’ta ilk kez sol stoper olarak ilk 11'de başladı. Bu bir risk değildi, hesaplanabilir bir riskti. Hesaplanabilir riskler, büyük riskler değildir. Masuaku, özellikle ilk yarıda Beşiktaş’ın üstünlük kurduğu dakikalarda En-Nesyri’yi bitirdi. En-Nesyri çıkarken ıslıklandı zaten. Sürekli birinci adam müdahalesi yaparak, Gabriel onu öne attı ve kendisi her şeyi süpürdü. İki tane çok soğukkanlı anı vardı. Mesela kafa ile yaptığı müdahale... Gabriel sakatlanmayınca gayet iyi bir oyuncu.
Solskjaer hocaya yapacağım tek eleştiri: Hocam, Allah rızası için bu kadar adam varken Gedson niye kullanıyor penaltıyı? Hiç gerek yok. Gedson’un son vuruşu iyi olsa Türkiye’ye gelmezdi zaten. Onun adını bir koyalım. Çok çalışkan, çok uğraşıyor, koşuyor ama orada penaltıyı atabilecek Rafa var. Rafa atmak istemiyor mu? Ayağı daha düzgün olan Alex Oxlade-Chamberlain var, Hadziahmetovic var, icabında Masuaku bile var. Frikikleri çok iyi kullanan oyuncu, penaltıyı da genelde iyi kullanır.
Solskjaer’in bu maçtaki en büyük başarısına gelelim: Bu kadroyla iyi bir plan yaptı. Daha önce Galatasaray maçında da benzerini uygulamıştı. Ama bu kez Mert Müldür’ün hatasından gol buldu. Çünkü bu kez Muçi yoktu, onun yerine hocanın çok çalışkan bulduğu ve tercih ettiği Mustafa vardı. Maç öncesi yayında da söyledim, Mustafa’yı bu yüzden oynatıyor dedim. Hocanın neden tercih ettiğini anlatıyorum. Hoca, Mustafa’ya âşık diyorum, Haaland'a benzetiyor diyorum. Benim ideal sol açığım, sağ açığım Mavididi gibi ya da Ryan Babel gibi olur. Ama elde Mustafa var, oynatıyor. Hafta başında, “Gabriel ve Emirhan oynayamayabilir” dedi. Gabriel’i yetiştirdiler mi? Bu teknik heyet ve sağlık heyetinin başarısıdır. Emirhan’ı yetiştiremeyip, Beşiktaş’taki en kötü günlerini yaşayan ve hata yapmaya çok müsait Tayyip Talha’yı oynattı mı? Hayır. Masuaku’yu oraya hazırladı mı? Evet. Belli dakikadan sonra baktı ki Fenerbahçe sürekli kenar ortası yapıyor, yüksek top gönderiyor, Dzeko da ısınıyor girecek derken... Felix’i ben Lyon maçından hatırlıyorum. Tek ortak nokta şu: O maçta da Felix sahanın en iyilerindendi. Ancak o maçta kalede Ersin Destanoğlu vardı. Bu kez Mert Günok vardı. Zaten Mert Günok bayağı iyi ama Felix’i alması da önemliydi. Lyon maçında olduğu gibi, 50. dakikadan sonra Beşiktaş daha çok kendi kalesine yakın bir derin savunma yaptı. Felix de bu tarz savunmayı çok iyi yapabilen bir oyuncu. Bundesliga’da, Augsburg’da da böyleydi. Fenerbahçe havadan oynuyor zaten. Fenerbahçe, iyi oynamadığı dakikalarda bile kenar ortalarla, kornerlerle gol bulmayı başarabiliyor. Bu, Mourinho’nun tercih ettiği bir oyun tarzı.
Mustafa'nın sarı kartı vardı, topa basamıyordu çünkü tecrübesizdi. Ona göre yaşça daha büyük olan ve ilk 11 başlasa belki çok etkili olamayacak Joao Mario’yu doğru dakikada aldı. Joao Mario da Beşiktaş’a çok nefes aldırdı. Hakkını verelim, Onur Bulut da girdikten sonra uzun süredir Beşiktaş formasıyla en iyi performansını sergiledi.
Bu kadar başarısız bir sezonda; ligde, Türkiye Kupası’nda şampiyonluğun yanından bile geçememişken, iki maçta da Fenerbahçe’yi yenmek başarıdır. Solskjaer, takımın karakter koymasını sağladı. Diğer hocaların –Serdar Hoca hariç– en yapamadığı şey buydu. Kriz anlarında çabuk vazgeçiyorlardı. Giovanni van Bronckhorst çabuk vazgeçti.
Solskjaer, artık Norveç’in ikliminden midir, Alex Ferguson’la çalışmış olmaktan mıdır bilmiyorum ama vazgeçmedi. Eyüp maçını kazandıracak formülle Kadıköy’de kazanılacak formülü farklı yansıttı. Ve hocanın maçtan hiç kopmaması, oyunun bir parçası olması, eldeki kısıtlı malzemeyle bunu başarması... Hocayı tebrik ediyorum. Birçok kaliteli domates ve çok kaliteli suyla lazanya yapmayı başardı. Mircea Lucescu’nun kulakları çınlasın, bir kere bana demişti, herkesin çok hoşuna gitmişti: “Ali, bana domatesle su veriyorlar ama başka malzeme vermiyorlar, sonra da niye Şampiyonlar Ligi’ni kazanamadın, neden iyi bir lazanya yapmadın diyorlar.” İşte bu Fenerbahçe ve Galatasaray galibiyetleri, o lazanyayı yaptı. Oyuncuların mücadelesi aşırı derecede takdir hak ediyor. Topun önüne atladılar, penaltıya sebep olmadılar.
Maçın hakemini hiç beğenmedim. Baştan sona saçmaladı. Derbiler güçlü karakter ve organizasyonla kazanılır. Şampiyon olmak için daha fazlası gerekir. Bu hoca o fazlasını hak ediyor. Onu gösterdi. Hoca değiştirerek Beşiktaş hiçbir hayır görmedi. Bu kadro yenilenirse, hoca kalırsa çok daha iyi işler yapabileceğini gösterdi. Hocayı tebrik ediyorum."
duhuliye.com
HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..