Öyle başladı ki iki takım da maça; "Aman gol mol olur, n'olur n'olmaz" dercesine.
Ben bu kadar kötü bir başlangıç görmedim. Pas hataları, pozisyon alma yanlışları, ortada hiç görünmeyen futbolcular. Doğrusu bir anlam veremedim. Yalnız Trabzonspor bir tık daha iyiydi geçen haftalara göre onu da belirtmeliyim.
Trabzonspor'da bir kaç istekli futbolcu vardı. Örneğin Abdülkadir. Örneğin Siopis. Örneğin Bakasetas. Gerisi aynı hamam aynı tas. Biraz da Hüseyin. Beşiktaş'ı oynatmamaya takımlarını ileri taşımaya çalıştılar. Oynatmama tamam da ileri taşımakta pek de başarılı olamadılar.
Beşiktaş'ta ise Salih'i uzun süre göremedim ortalıkta. İlk yarının son anlarında şöyle bir kıpırdandı o kadar. Her zaman topu aldığı zaman ileriye oynayan Gedson, bu kez hep geri oynadı. Ghezzal içeri çok katetti, bu sefer de kanadı işlemedi. Aboubakar rakip ceza alanında doğru dürüst tophla buluşamadı bile.
Bomboş bir ilk yarı izledik özetle.
Oynanmasa da olurdu!
Tribünleri heyecanlandıracak bir pozisyon bile olmaz mı koskoca 45 dakikada. Olmadı işte.
Hakem Volkan Bayarslan da "Yeter bu ızdırap" dedi sanırım, üstüne hiç eklemeden 45. dakikada bitirdi ilk yarıyı.
İkinci yarıya iki takımın da aynı kadrolarla başlaması şaşırtıcıydı. Yoksa hocalar da ilk yarıdaki futboldan memnun mu kalmıştı?
Memnuniyetleri kısa sürdü. İlk hamleyi Trabzonspor yaptı. Trezeguet'i aldı Bruno Peres'in yerine; dakika 56'ydı. 68'de de Ghezzal ve Maxim'in yerine NKoudou ve Muleka girdi.
Bu değişiklikler Beşiktaş'ta bir şey değiştirmedi.
Trabzonspor ise biraz kıpırdandı. Zaten o kıpırdanma da durarak oynayan Beşiktaş defansını zorladı. 3 kez gol pozisyonuna girdiler. İkisini kaleci Mert Günok kurtardı. Birinde de Onur topu çevirmeyi başardı.
Beşiktaş'ın iki şutunda da son dakikalarda kaleci Uğurcan başarılıydı.
Dediğim gibi... İki büyüğün adın yakışmayan bir maç oldu. Trabzonspor'da bir kaç iyi adam vardı. Onlar son haftalardaki kötü sonuçlardan sonra varolma çabası verdiler. Yalnız Trabzonspor'da şunu da belirtmeliyim. Ben Maxi Gomez kadar hakemi aldatmaya yönelik oynayan bir futbolcu görmedim.
Beşiktaş'ta ise kimse yoktu.
Şenol Güneş de öyle. Kendi adını taşıyan tesisin stadında oynanan maçta ben daha çok şeyler yapmasını beklerdim. Kenarda kayıtsız bir şekilde izledi 90 dakikayı.
Peki kim kazandı bu maçta derseniz. Trabzonspor da Beşiktaş da birer puan kazandı derim. İkisinin de 3 puan hakkı değildi çünkü; (Son dakikalar hariç) birer puan bile fazladır aslında bu oyuna.

Gürel Yurttaş/yeniçağ