İlk 45’te iki yeni genç oyuncu Rıdvan ve Ersin ne kadar umut vericiyse, bazı tecrübeli takım arkadaşları da o kadar umut kırıcıydı. 

İlk gol öncesi Ersin karşı karşıya iyi bir kurtarış yaparken seken topta nedense Vida ve Gökhan Gönül, boştaki tek oyuncu Sinan Gümüş’ü birbirlerine havale etmeye çalıştılar. Pozisyonun en başında Vida’nın yaptığı pas tercihi de golün yenilmesinde belirleyici rol oynadı. İkinci golde ise Vida yine anlaşılamayan bir tercih yaptı: Rakibi döndürmemek için perdeleme yapması gereken yerde, tek hamle hakkını kullanınca savunmanın zaten kırılgan olan dengesi iyice bozuldu. 

Beşiktaş hücumda da ilk yarıyı boş geçti. Diaby ilk 30 dakikada 3 kez çok basit ofsayta düştü, bir tanesi gerçekten bunca yıldır forvet oynayan bir profesyonel için en kibar tabirle dramatik bir andı. 55’te Boyd’un kaçırdığı da benzer bir seviye düşüklüğündeydi.

Gecenin sorusu
İlk 45’te isabetli şutu olmayan Beşiktaş, ikinci yarıda en azından pozisyon zenginliğine sahipti. Acaba ilk 11 farklı olsa netice yine böyle mi olurdu?

Maçın starı 
Sahanın en iyisi Amilton’du. Beşiktaş’ta Ljajiç sonradan girip pozitif etki oluşturdu. Atiba zaten Atiba.

Maçın olayı
Beşiktaş’ın kaçırdığı goller ve yediği gollerdeki savunma hataları başlı başına olaylar zinciriydi zaten.

Kısa mesaj 
Sergen Yalçın hocaya sabırlar diliyorum, bazı sözde tecrübelilerin profesyonellikten çok uzak halleri ile başa çıkmak hiç de kolay değil!