Beşiktaş’ta Şenol Güneş’le oynanan 2 lig maçına bakalım. İlki Ümraniye maçıydı. Oynanan futbol da yapılan değişiklikler de sonuç da çok iyiydi. Ve tüm bu güzellikler teknik direktörün dokunuşlarıyla açıklandı. Fakat bir hafta sonra Galatasaray karşısındaki Beşiktaş hem oynadığı oyunla hem de aldığı sonuçla hiç beğenilmedi. Bu kez başta Güneş olmak üzere yetersiz bulunan futbolcular oldu.

Oysa Güneş, Cenk ve N’Koudou’yu ön hatta koyarak 3. bölgede baskı kurmaktan vazgeçerek başladı maça. Galatasaray’ı 2. bölgede karşıladı. Burada da Josef’le Salih ve Gedson’un arası açılınca karşılama eksik kaldı, meydan da Galatasaray’a... İkinci golden sonra yaptığı değişikliklerle orta alanı tümüyle rakibe bıraktı Güneş. Beşiktaş savunması bu formatta ne ileri çıkabildi ne geriye çekilebildi. Yaşlı ama yetenekli oyuncularıyla Galatasaray belki de sezonun en verimli oyununu oynadı. Yani Beşiktaş’ın oyun sistemi oynattı bir bakıma Cim-Bom’u.

HEDEF DEĞİŞTİ

Durum buyken futbolcuların hedef tahtasına konması beni gelecek adına endişelendirdi. O güne kadar “Kadro mükemmel ama hoca kötü” diyenler birden ağız değiştiriverdi. Ülkenin en iyi sağ ve sol bekine, Saiss gibi bir stopere Tayyip Talha gibi genç bir yeteneğe bile laf etmeye başladılar. Oyunun tümüne bakmayıp son adamlara faturayı kestiler. Oysa bu geri dörtlü ligin en az pozisyon veren ama toplamda en çok gol katkısı yapan savunmasıydı. Formsuz Josef’le, hücum dönüşleri zayıf Salih ve Gedson’la asıl sorunlu yer orta sahaydı. Güneş burayı, mesela Atiba ile takviye edeceğine tamamen boş bıraktı.

NEREDEN NEREYE

Düne kadar 60 dakika oynadığı baskılı oyunu göklere çıkarılan ve hatta bu oyunu 90 dakika oynamalı diye eleştirilen Beşiktaş nasıl birden “fizik gücü yetersiz” kadroya sahip oluverdi? Oysa bunlar çok olağan. Çünkü Beşiktaş inşa halinde bir takım. Üstelik bu süreçte hoca değiştiriyorsunuz. Peki şimdi “Şu gidiyor, bu geliyor” diye alışıldık haberlerin çıkması, 34 yaşını geçmiş ve topa değmeyen “yıldız” adların ortaya atılmasına ne demeli?

Belli ki Beşiktaş’taki yeni yapılanma yüzünden çıkarlarından olanlar harekete geçmişler bile. Rant çevreleri ve onlarla dirsek temasındaki bir kısım medya önce Ismael’i linç etti, şimdi geleceği olmayan transferlerle kulübü borçtan borca sokacaklar. Ve Beşiktaş’ın gençlere dayalı, sürekli gelişme ve kalıcı başarı hedefleyen yapılanması sekteye uğrayacak. 

“Taraftar şampiyonluk ister”, “Büyük takım büyük oyuncu transfer eder” popülist klişeleriyle rantçılar ve medya ağaları Beşiktaş’ı “dizayn” edecek.

Çürümüş, müflis futbol sistemi nasıl mı ayakta? İşte böyle ayakta. Dilerim Beşiktaş bu tuzağa bir kez daha düşmez.

Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet