Divan toplantısında Başkan Arat ve yönetiminin 3 aylık süreçte gerçekleştirdiği önemli çalışmaları aktaran sunumu sona erdiğinde hepimizde derin bir kaygı hasıl oldu. Kulübün nasıl talan edildiği çoğu insanımızın yeni öğrendiği gerçeklerdi. Oysa şahsım ve olup bitenleri takip eden az sayıda üye kısmen olaylardan haberdardı. Köşemde yazdım. ekran karşısında söyledim, kongrelerde ve Divan kurulu toplantılarında kürsüden tüm yanlışları,yolsuzluk şüphelerimi dile getirdim. Stat inşaatı, çatı danışmanlığı, Mario Gomez başta olmak üzere transferlerde dönen entrikaları belgeleriyle açıkladım. Adam ikinci başkan olmasına rağmen ‘borç çok babam izin vermiyor’ diyerek Futbol A.Ş’de görev almadı ama İcra Kurulu başkanı ve satınalmadan sorumlu olarak kendi işyerinden ayırdığı kişiyi ödediği maaşın 2 katını vererek genel müdür yardımcısı yaptı. Stat inşaatının demir ihtiyacının  %90’ını piyasa fiyatında sattı. Parası gecikti, Fikret Orman’ın açıklamalarından öğrendiğimiz faiz tahakkuk ettiriyor ve uyduruk çatı danışmanlığı faturası ile tahsil ediyor.

İnşaat A.Ş. Genel Müdürü İhsan Yalçın toplantıdaki konuşmasında bu danışmanları hiç inşaatta görmediğini açıkladı. Sonra ‘ben demir satmadım benden aldılar ‘ dedi. Futbol A.Ş’deki Denetimden de sorumlu Bağımsız üye olduğum süreçte 1365 demir taşıyan kamyon kantar fişlerini inceledim. İnşaata 450 Milyon TL harcadık, malzeme tonajlarını kontrol için 70 bin TL ödeyerek şantiye girişine aks kantarı aldırtamadım.

Kongrelerde cazgırlık yapanlara sus payı kiralamalar yapıldığını biliyorduk, başkan gün yüzüne çıkarttı, bunların niye iktidardan yana olduklarını da bilmeyenler öğrendi. Bir de eski başkanının yakınının oğlunun her transferden pay aldığı da söylenmekteydi.  Stat altındaki, Beşiktaş’tan başka kulüplere çakma ürün yapan gizli imalathane günün bombasıydı. Başkan şahsın kimliğini sadece ‘Karabüklü bir arkadaş‘ diyerek geçiştirdi. Burada hemen akla eski başkanın şimdilerde ofisinde çalıştırdığı eski amigo kişinin de bu yörenin insanı olduğu geldi ve bağlantı kuruldu.

Bazılarımızın son senelerde kuşkulandığı nokta; Sicil Kurulu başkanının Çebi yönetiminin emrine girmesi ile aşırı sayıda içlerinde başka kulüp taraftarlarının ve adli sicil kaydı olanların bile bulunduğu şeklinde usulsüz üye yapıldığı duyumlarıydı. Hedef günün asbaşkanını başkan yapma arzularının gerçekleşmesi için daha sonra istifa eden bir yöneticiye aynı vaatte bulunularak toplu aidat yatırtıldığı söylenmekteydi. 2004 yılında Habertürk TV’de Şeref Tribünü adlı programda benzer şekilde üye yapılmakta olduğunu belgeleriyle açıklamış gazetecilerden biri olarak bu konuda tecrübe sahibiydim. 2 senedir Denetleme kuruluna bu konuda yazılı müracaatlarda bulundum, yazılar yazıp TV programlarında dile getirdim. 2023’ün son Divan Kurulu toplantısında kürsüden sicil kurulu başkanını şikayet ederek mutlaka üyelik olaylarının komiteler kurularak incelenmesini önerdim. Endişelerimde ne kadar haklı olduğum ortaya çıktı. Bu konular dışında ortaya çıkarılan bir yığın Hukuki Ceza suçu teşkil eden olayların failleri hakkında mutlaka savcılıklara müracaatla davalar ikame edilmelidir. Hasan Arat ve yönetiminin başladığı işi sonlandırarak kulüp yararına ellerinden geleni artlarına koymamaları beklentimizdir.

Bütün bu başarıların yanında anlayamadığım bir husus, sicildeki olaylar ortaya çıktıktan sonra 3 üyenin istifasının kahramanlık olarak değerlendirilerek alkışla mükafatlandırılmalarını hiç mi hiç anlamlandıramadım. Zira bu hukuksuzlukları yapan ve görmezlikten gelen topyekün sicil kurulu üyeleri istisnasız suçludur. Bu ve diğer konuların içerisindeki kişiler hakkındaki yaptırımlar ile ilgili tüm camia yönetime destek olmalıdır.

Atıf Keçeci / Duhuliye