İşte Rıdvan Akar'ın açıklamaları:

"Beşiktaş'ın iki gündemi var. Birincisi rakiplerine ve futbol oligarşisine karşı etik ve adil bir duruş sergilemek. Kulübün TFF'ye karşı cesur itirazını bu kategoride değerlendiriyorum. Zira çeşitli maçlardan sonra haksızlığa uğranıldığını düşünen kulüp başkanlarının zehir zemberek açıklamalar yapıp, sonra eyyamcı bir biçimde şikayet ettikleriyle birlikte davranmaları gibi bir samimiyetsizliği Beşiktaş yönetimi sergilemedi. 

Bu duruşun bir alternatif maliyeti olacağını biliyoruz. Böylesi süreçlerde camianın birlikte hareket etmesi ve mesaj vermesi önem taşıyacaktır. İkinci gündem ise camia ile yönetim arasındaki makasın giderek açılması ve sosyal medyanın etkisiyle bölünme/parçalanma sendromunun artışından söz edebiliriz. 

Bir basın toplantısı düşünün ki Beşiktaş'ın yeni sezon, mali sorunlar, transferler vb onlarca sorunu varken Sayın Başkan konuşmasının çok büyük bölümünü Beşiktaş camiası içindeki muhalif kongre üyesi/taraftar/muhalifler ile polemiğe yer ayrılıyor. Bu tür tartışmaların yapılacağı yer Beşiktaş kurulları olmalı. Camiaya "birlik olun" derken, sorunların herkesi önünde sergilenmesi kesinlikle doğru değil. 

Öte yandan Sayın Başkan'ın haklı olduğu bir konu var. Beşiktaş Kulübü'nün kurumsal kimliğini temsil eden kişi başkanıdır. Sevmek sevmemek ikileminin ötesinde o makama ve şahsa küfretmenin anlaşılır bir yanı yok. Kızmak ve eleştirinin karşılığı kulübün başkanına ve ailesine küfretmek olmamalı. Kimse bu hakareti hak  etmez.  "Beşiktaş'ın başkanına fütursuzca küfredenler, başka camia taraftarlarının Beşiktaş'ın başkanına küfür etmesinden rahatsız oluyor. Ne garip değil mi? O bizim başkanımız sadece biz küfrederiz gibi garip bir mantık ortaya çıkıyor. Oysa Süleyman Seba Fenerbahçe Başkanı'na küfür edilmesin diye gidip kapalıya oturmayı düşünecek bir zarafet sahibiydi. Beşiktaşlıların yüzünü dönmesi gereken budur.

Bugün Beşiktaş yönetimi son iki yılda ciddi bir türbülans yaşıyor. Fikirler ve duruşların yerine biat kültürü ile oluşturulan bir yönetim anlayışının sonuçlarını yaşıyoruz. Hemen her alanda, sponsorluktan transferlere, iletişimden gelir odaklı projelerin güdüklüğüne kadar fetret devri içindeyiz. Doğal olarak bu dönemin sorumlularının hiç olmazsa doyurucu izah ile Beşiktaş kamuoyuna şeffaf ve hesap verebilir yönetim sergilemesini beklerken, "öyle de olur böyle de..." alaycılığı ile mesafe almak güç olsa gerek. 

Sorun sadece "hele bir bekleyin, neler neler olacak" vaatkarlığı yerine transferlerin kampa yetiştirilmesi, Beşiktaş'ın 4 ayı aşkın bir sürede sponsorsuz kalmaması, doğru topçu satışı ve transferi gibi zamanlamaların tutturulması gerektiği söyleniyor.

Sayın Başkan'ın basın toplantısı Beşiktaş kamuoyunun endişelerinin azalması ve umutlanmasını değil, tartışmaların derinleşmesini arttırdı. Gelelim yarınki maça, Beşiktaşımızı desteklemek için orada olacağız.... Gerisi tribüne ve oyuncularımızın iradesine kalmış...

Duhuliye.com / ÖZEL RÖPORTAJ