Çok keyifsiz bir yaz dönemi başladı taraftarlar için. Kimsenin şevki yok. Hele de geçen sezonda sportmenlik, centilmenlik ve ahlak adına olanları hatırlayınca kimsenin kafa yorası yok bu işlere. De, dedik ya bu işin taraftar tarafı. Yönetim bacağı farklı olmak zorunda değil mi? Beşiktaş kulubünde Mayıs ayında bir seçim oldu. Mazbatalar alındı göreve başlandı. Ne değişti Allah aşkına? Başkanın en son görüntüsünü kendi otelinde yeni hocaya şarkı söylerken diye hatırlıyorum. Hani herşeyin tamam bir kulüp olursun sadece bir iki rötuş ile tüm branşlara başlayacak durumdasındır bu durgunluğu kabul edelim. Ama senin lokomotif branşın olan futbol A takımında her şey karmakarışık. Geçen seneden alacakları olanlar şikayet etme derdinde, gitmek isteyen ise bonservisinin peşine düşmüş durumda. Yıllar sonra bir santrafor yakalamışsın gel gör ki İtalya’nın sıra takımı transfer edeceğim diyor çıkıp tek kelime yalanlamıyor adamları kapıdan kovmuyorsun. Dorukhan satılık değil en az 1 sene daha bizde kalacak sonrasında en iyi yerlere gidebilir açıklaması gelmiyor. Neden? Çünkü gırtlağa kadar borç batağındasın da ondan. Bir yerlerden para gelsin de nereden gelirse gelsini düşündüklerini bir tek ben hissetmiyorumdur herhalde. Yahu o da ayıp değil çıkar söylersin. Biz bu para işini yönetemedik bir iki oyuncu satacağız kimseyi de almayacağız maaş bütçesini de 30 Milyon Euro’ya çekeceğiz. Orkan, Sedat, Rıdvan, Alpay, Güven ile oynayacağız, bu sene buna mecburuz dersin olur biter. Tık yok. Belli ki ucuz bonservis, boşta sorunlu kiralık oyuncu peşine düşeceğiz. Peki ya tutmaz ise? Hoop dön başa hem de çok başa.

Tarafsız olarak bu satırlarda Beşiktaş yönetiminin değişmesi gerektiğini camiaların taze kanlara taze beyinlere ihtiyacı olduğunu yazmaya çalıştık. Tabi gelenler ağaçtan para toplayıp, tesis çalışanının, giden hocanın, kalan topçunun alacaklarını buradan ödeyecek değil ama en azından ortaya bir plan program koyabilirdi. Şimdi öyle bir durumdayız ki bilen yok. Devletten gelebilecek borçların ödenmesi hamlesi mi olur yoksa çıkacak başka bir piyango mu olur bilemem de gelen kokular çok da iştah açıcı değil. Avrupa kupalarına katılımdan tutun da eldeki topçuların hala elde kalabileceğinden şüpheleniyorum doğrusu. O yüzden taraftara benim tavsiyem beklentiyi düşük tutması. Biraz üzücü ama çok büyük ve iç sıkıcı olaylara da hazırlıklı olması.

Teknik olarak bakarsak ise Avcı iyi bir hamle. Eldeki düşük profilden yüksek potansiyel bulma başarısı takdire şayan. Mahmut’tan iyi bir ön libero ayrıca tamamlayıcı stoper, ikinci lig ön liberosu Attamah’tan başarılı bir stoper çıkarması hala gözümüzün önünde. Cengiz’in Roma’dan önceki durağının onun yanı olması da tesadüf olmamalı. Bütün bu bireysel oyuncu parlatmalarının yanında saha içi oyununun belli bir kalitede olması bize ne yaptığını bildiği havası veriyor. Evet şu anda takımın sağ, sol bek, stoper, ön libero, iki kanat oyuncusuna acil ihtiyacı var ama biraz önce bahsettiğimiz sebepten ötürü alacak mecali yok. İşte bu yüzden ilk paragrafta adı geçenlerden bir ikisinin takıma monte edilmesi benim için en büyük zafer olur. Hele de rakibini ısıran, oyununu kabul ettiren, kişilikli bir takım çıkarabilirse hoca ilk seneki görevini ligde yaptığı dereceden bağımsız olarak tamamlamış olacaktır. Kupa, mupa, şampiyonlar ligi umrumda değil… Yaa evet ne yazık ki geldiğimiz noktadaki beklentim budur. Eminim ki benim gibi birçok Beşiktaşlı’nın da... Ben uykusunu almış artık uyutulup uyutulup rüya görmek istemeyenlerdenim.. Uyanmak istemeyenlere tatlı rüyalar..