Tahmin edilebileceği gibi Beşiktaş maçlarının ilk yarıları çoğunlukla, otomobil tabiriyle, "Rölanti"de geçiyordu, bu da öyle oldu. Beşiktaş ilk devre çoğu Masuaku üzerinden birkaç orta girişimi dışında hücum edemedi rakip kaleye. Antalya da rakibinden farksızdı. Ancak onlar "Duran top"tan ülke ortalamasını tutturmayı başardılar! Bir duran topta stoperi ileri gönderip savunmacı stoperlerin gözünün içine baka baka Ömer Toprak ile kafa golü buldular.

Ardından bir de Fredy ile çaprazdan karşı karşıyı yapamadılar. İkinci devreye ülkenin gereksiz yere abarttığı oyunculardan -gerçi çoğunu abartıyorlar ya– Maxim yerine Onur Bulut’u alarak başladı Şenol Güneş. Takımının ön alan etkisini bir nebze olsun artırmayı denedi ve bunun sonucunda bir korner golü de onlar buldu. Yani duran top golü atan takım duran top golü yemiş oldu! Ya da tam tersi... Artık siz hangisini doğru kabul ederseniz!

Beşiktaş 80’e kadar öne top taşıyamadığı için öndeki ikilisini pek fark ettiremedi. Haydi o ana kadar Aboubakar bir gol atmıştı diyelim ama Cenk tek kafa vuruşu dışında onca dakika sahada görünmedi bile. Üstelik ön alan organizasyonlarını bozan hareketlenmeleri de işin cabası.

Tedirginliğini hissettirdi

Keza Nathan Redmond... O da var/yok arasıydı. Ne var ki, VAR herkesi oyuna soktu! Belki Beşiktaş o pozisyonda golü yine Cenk ile aynı içerikte atacaktı ama ne gereği vardı Bünyamin’i VAR marifetiyle atmanın? "Görünmez adam" Cenk kırmızı kart olmasa bile o golü yine atabilirdi.

Ve maç koptu. Aboubakar, Tayfur Bingöl’ün sürüklediği bir kontrayı da gole çevirerek maçı takımı lehine bitirdi. Beşiktaş yarışa tutunurken önündeki rakipleri üzerindeki tedirginliğini hissettirmeyi sürdürdü. Yani önde gidenlerin gözü hâlHa arkada. Bakalım haftaya neler olacak? Bu belirsizlik bile yeter…

Cem DİZDAR / Fanatik