Ersin Düzen'in aktardıkları şu şekilde:

TOPSUZ ALANDA NELER OLUYOR, ÇOK ÖNEMLİ 

Ben maçı izlerken, futbolcuların sadece topla buluştuğu anları değil, topsuz alanda da neler yaptığını da çokça gözlemlerim. Bu durumu statta izlediğimizde çok daha kıymetlidir aslında. Çünkü televizyonda topun olduğu bölümü görürüz ama statta topsuz alanda da neler yaşanıyor, maçın başka hikayelerinde neler var; onları çok daha iyi analiz edebilme şansımız oluyor. 

OYUNUN BİR PARÇASI OLAN BİR SANTRFOR 

Weghorst orta alanda, aslında pas istasyonu olabilmek için rakip savunmaya orta alana baskı yapan, bununla birlikte ilk etapta atak başlangıcını oluşturmaya çalışan, bildiğimiz klasik "Sadece top ayağıma gelsin de ben bir şeyler yapayım" diyen değil, oyunun bir parçası olan bir santrfor. Bunu özellikle Wolfsburg döneminde de gösterdi. 

İkinci olarak, ceza alanı içerisinde kendine gol pozisyonu üretebilmek için doğru zamanı ve doğru açıyı bulmaya çalışan ve bunu da çok iyi başarabilen bir oyuncu.

Maçta bir iki tane pozisyon var... Normalde o pozisyondan bir şut çıkartabilme şansı çok zor olsa dahi bunu başarabiliyor. Topu saklıyor. Daha sonrasında dönüyor, bir sağ yapıyor, bir sol yapıyor. Ve bir anda vuruşunu yapıyor. Bu çok kıymetli. Belki dışarıya gidiyor, belki kaleci kurtarıyor. Ama benzer gollerini Wolfsburg'da attı, Beşiktaş'ta da atacaktır. 

JOSEF'İN DÖNÜŞÜ İLE BAMBAŞKA BİR BEŞİKTAŞ İZLEYECEĞİZ 

Servis konusuna gelince, bence Josef'in dönüşü Beşiktaş'ın oyununu çok kıymetli bir hale dönüştürecektir. Çok başka bir Beşiktaş izleyeceğiz.

Eksik oyuncuların gelmesiyle, onların tamamlanmasıyla birlikte; işte N'Koudou girdi gördük. Muleka başka tipte, N'Koudou başka bir tipte. Bu yüzden, Weghorst kaç kez topla buluştu; ben bunun çetelesini tutmam. Topsuz alanda oyunun neresinde? Kendisine nasıl bir rol verilmiş ve onu nasıl oynuyor; benim için önemli nokta bu. Yani ben sadece asistte değilim.