Dünya Kupası gündemi arasında geçen hafta sonu yapılan Beşiktaş Divan Kurulu tabir caizse, gargaraya geldi. Oysa son divanda çok çarpıcı gelişmeler yaşandı. Divan Başkanı Tevfik Yamantürk'ün konuşması herkesi şoke etti. Başkan Ahmet Nur Çebi, resmen küstü ve "Buradan gitmek istiyorum" diyerek Yamantürk'ü şiddetle kınadı. Fenerbahçe ve Galatasaray divanında bunlar yaşansa bir hafta konu manşetlerden inmezdi.

Daha önce de City yönetimiyle kıyasladı

Beşiktaş Divan Başkanı Yamantürk, Beşiktaş Başkanı olmasa Çebi ile değil aynı çatı altında bulunmak, akrabalık bile yapmak istemeyeceklerini söyledi. Yamantürk, aynı duyguları kendisine karşı Çebi'nin de taşıdığını savundu. Yamantürk, geçmişteki bir başkan divan toplantısında da Manchester City yönetimini övüp, aynı kalibrede yöneticilerin Ahmet Nur Çebi yönetiminde bulunmadığını söyleyerek soğuk duş etkisi yaratmıştı. O dönemin genel sekreteri Mesut Urgancılar, City yöneticilerinin profesyonel olduklarına dikkat çekerek, Yamantürk'ü cevaplamıştı.

"Borcu yönetecek karatta yönetici yok"

Yamantürk, yönetime kendisinin de altını çizdiği üzere, yine ağır sözler söyledi. Yamantürk, "Borcu yönetmek, serveti yönetmekten daha zor ve önemlidir. Borcu da bilgili, becerikli, donanımlı ve alacıklıya güven veren iyi ahlaklı insanlar ancak yönetebilir. Fikret Orman yönetimine de aynen şöyle söylemiştim: 'Başkanım sizin yönetiminizde böyle insanlar var mı, bilemiyorum. Bizim oturduğumuz koltuktan görünmüyor.' Esasen anlayana çok ağır bir laf. Ama ben hakaret etmek için söylemiyorum. Bir tespitte bulunuyorum. Üzülerek söylüyorum aradan 5 yıl geçti yine aynı şeyleri söylüyorum. Oturduğumuz yerden bizim. bu karatta insanları göremiyoruz; borçları nasıl yönetecek" dedi.

Tevfik Yamantürk'ün sözleri divanı şoke etti

Yamantürk'ün bu sözlerine bazı üyelerin tepkisini çekti. Divanın renkli simalarından İsmail Cevahir ayağa kalkarak, "Biraz ağır oluyor başkanım. Büyüğümüzsün ağabeylik yapacağına hakaret ediyorsun" dedi. Yamantürk ise hakaret etmediğini, tespitlerde bulunduğunu söyledi. Yamantürk, Orman ile en az ayda bir görüşüp istişareler yaptıklarını söylerken, Çebi ile bu olanağın ortadan kalktığını vurguluyarak, "Görüşemiyoruz, konuşamayıyoruz" dedi. Ve Yamantürk, şunu da ekledi: "Başkan yardımcısını yolluyor bana. O da 'Sen başkana karşısın' diyor. Ben niye karşıyım? Düşündüğümü söylemekle mükellefim." Beşiktaş Başkan Yardımcısı Engin Baltacı da buna cevaben, "Siz de yardımcınızı başkana yolladınız" diyerek, bunda abes bir durum olmadığını kaydetti.

Yamantürk, Nasır'ın tansiyonunu fırlattı

Bütün bu kronolojik özeti vermemin sebebi, bu konuşmaların divanda kalmayacağına dair bana gelen bilgiler. 4 gün önce eski divan başkanlarından Şeref Nasır, Facebook sayfasından ilginç bir paylaşım yaptı. Nasır'a göre, yakın zamanda sarsıcı gelişmeler yaşanabilir: "Cumartesi günü yapılan divan toplantısının açılış konuşmasında divan başkanının sarf ettiği kulüp başkanı hakkındaki cümleler, Beşiktaş Divan Kurulu'na, seçimle gelmiş 32 yıllık bir divan üyesi ve ve 5 sene de bu kurula başkanlık yapmış biri olarak içimi acıttı. Üzüldüm, tansiyonum çıktı ve kendimi stadımızın tribünlerine attım. Yakışmadı dersem, doğru olur.... Bu toplantı herhalde bir sarsıntı yaratacak. ... Yakından izleyeceğim... Moral bozukluğundan yapacak olduğum konuşmayı dahi yapamadım. Günler bazı kararlara gebe sanki..."

"Seba'nın adayı" diye seçimi kaybetti

Bu paylaşım sonrası Nasır ile de konuştum. Divanda yaşananların Beşiktaş gelenekleriyle bağdaşmadığını söyledi. Nasır'a göre yakın zamanda Beşiktaş bir seçime gidebilir veya normal zamanda gidilirse de farklı adaylar çıkabilir. Divana dair yaptığım başka sondajlar da benzer beklentilerin olduğunu ortaya koydu. Özellikle Hasan Arat'ın divana gelmesi, konuşması da sanki bu izlenimleri beslemiş. Arat, Beşiktaş içinde her daim müstakbel başkan adayları arasında yer almıştır. Süleyman Seba sonrası yapılan ilk kongrede Serdar Bilgili'ye karşı yarışmış ama kaybetmişti. Kaybetme nedeni de ne gariptir ki, Seba'nın desteklediği isim olarak algılanmasıydı! Çünkü o zamanlar Beşiktaş 'değişim' istiyordu. O değişimin kazanılan şampiyonluklara rağmen, Beşiktaş'ı nasıl bir erozyana uğrattığı da artık ayyuka çıkmış durumda.

Arat: Önceliğim Beşiktaş'ın başarısıdır

Hasan Arat, Beşiktaş Başkanlığı için soyunacak mı? Dediğim gibi her seçim öncesi Arat'ın adı illa geçer ama 20 yılı aşkın süredir bir daha aday olmadı. Hem son divanda yaşananlar hem de adaylık konusunda Arat ile görüştüm. Divandaki konuşmaların kabul edilemez olduğunu o da vurguladı. Benzer eleştirilerin bir önceki yönetime neden yapılmadığını hatırlattı. Arat, seçim konusundaysa, "Öncelik Beşiktaş'ın başarılı olmasıdır. Yeni seçilmiş bir yönetimimiz ve hocamız var. Benim birinci önceliğim Beşiktaş'ın başarılı olmasıdır" dedi. Arat'ın bu konuda samimi olduğu konusunda sanırım hiçbir Beşiktaşlı süphe duymaz.

Hasan Arat için doğru zamanın sırası geldi

Buna karşın Arat, yıllardır Beşiktaş camiasının bileşenleriyle sık sık buluştuğunu, sorunları konuşup üzerinde fikir yürüttüklerinin de altını çizdi. Son dönemlerde bu istişarelerin yoğunlaşmış olması camia içinde "Arat adaylığa hazırlanıyor" intibasını güçlendirmiş durumda. Arat ile görüşmemizden benim de edindiğim izlenim şu: Hasan Arat da artık aday olma vaktinin geldiği düşüncesinde. En azından çevresinde oluşan bu yönteki arzuyu artık görüyor ve buna daha fazla kayıtsız kalamayacağını anlıyor. Arat'ın şu sözleri benim intibamını güçlendiriyor: "Doğru zamanda, doğru şeyi yapacağımdan emin olun."

Arat: Yamantürk'ün sözleri tehlikeli

Son Beşiktaş Divan Kurulu'ndaki ortamın kendisini rahatsız ettiğini söyleyen Hasan Arat, divan başkanın üslubunun tehlikeli ve sarsıcı olduğunu vurguluyarak, "Oysa, başkan birleştirici olmalı. Mührü tutanlar dikkatli olmalı. 5 yıldır divan kurulu neden raporları istemiyor? Teknik olarak bazı şeylerin peşine neden düşmedi. Yapılan tartışmalar çok ağır" dedi. Arat, Yamantürk'ün kullandığı dile tepkinin camiada büyük olduğuna işaret etti. Hasan Arat, Beşiktaş'ın eski geleneklere geri dönmesi gerektiğini söyledi.

Beşiktaş'ta Yamantürk de Arat da aday olabilir

Yaptığım görüşmeler ve sondajlardan çıkardığım sonuç şu:

-Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Tevfik Yamantürk'ün başkanlık arzusu var. Olası bir seçimde aday olabilir.
-Eski Divan Başkanı Şeref Nasır'a göre 2-3 ay içinde bir seçim olabilir. İster erken ister normal, yeni adaylar çıkacak.
-Hasan Arat, bu kez adaylığı çok güçlü şekilde düşünüyor.
-Son divanda açıkça kırılan Ahmet Nur Çebi, hayal kırıklığı yaşadı. Ama iddialı kişiliği nedeniyle kolay kolay pes etmez.

Çebi ile Yamantürk köprüyü hiç kurmadı

Camia dışındakiler için Tevfik Yamantürk'ün konuşması pek dikkat çekici olmayabilir ancak şu anda siyah beyazlıların her köşesinde son divan konuşuluyor. Gerek kongre gerek divan üyeleri her sofrada ağırlıkla bu konuyu masaya yatırıyor ve geleceğe etkisi üzerinde fikir yürütüyor. Ahmet Nur Çebi ile Tevfik Yamantürk arasında köprüler atıldı denemez çünkü o köprüler hiç kurulmadı. Son divan toplantısının bazı sonuçları illa olacak. Galatasaray'da divan başkanının yönetime muhalif olması olağandır ama Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta 'dışarı'ya karşı daha uyumlu bir çizgi vardır. Yalçın Karadeniz, Orman yönetimini özellikle borçlar konusunda sert bir şekilde uyarmaya başladıktan sonra ilişki bozulmuştu. Hatta Karadeniz, koltuğunu kaybetti.

Beşiktaş'a  talip olanlara tavsiyeler

-Gerek mevcut gerekse de yönetime talip olmayı kafalarından geçirecek isimlerin, 6.3 milyara ulaşan borç yükünü nasıl hafifleteceğine dair planlara sahip olması gerekir.
-Beşiktaş'ın radikal bir yeniden yapılandırma projesine ihtiyaç var.
-Çebi yönetimi, bu fırsatı kullanamadı. Son Valerien Ismael kararında da olduğu gibi inandığı yolda değil, kamuoyu baskısına göre hareket etti.
-Pandemi esasen aynı zamanda eski alışkanlıklardan vazgeçmek için bir fırsat da sundu. Ancak bu kullanılmadı.
-Altyapı ile üstyapı arasında kısa süreliğine de olsa sağlanan akışkanlık, sekteye uğradı.
-Çözümün şampiyonluk olmadığı görüldü. Mali disiplin ve yapısal hamlelerle desteklenmeyen şampiyonluk uzun vadede yarardan çok zarar getirir.
-İşte yoklukta elde edilen Sergen Yalçın şampiyonluğunun ertesinde izlenen transfer politikasının sonuçları ortada.
-Başta Beşiktaş olmak üzere, tüm kulüplerin öncelikle yeni altyapı tesisleri kurarak tüketimlerinin en az yüzde 50'sini kendi üretimlerinden karşılaması kaçınılmaz.
-Yönetime aday olacakların ilk vaadi, "Altyapı akademisi için şu arazinin tapusunu aldım, bütçesi hazır" olmalı.

Kenan Başaran/ajansspor