Beşiktaş kötü yönetilen bir dönem sonrası başkan ve yönetimini yenileme genel kurulunu
 yaptı.

İki adaylı bu yarışta ipi sayın Hasan Arat göğüsledi. Sloganı “ Bu Yol Beşiktaşlıların  yolu“  idi. Arat camianın değişim istemini hissetmiş ve yola “Değişim “ istekli çıkmıştı.
 Ancak bu yürüyüşte engeller olacağını hesap etse de Beşiktaşlıların  yoluna dikenli tellerden beter tuzaklar kurulacağını düşünememişti. Oysa koltuğunu kerhen neredeyse çokça kullanılan bir söylemle “salya sümük ağlayarak” terk eden bir kişinin yaşadıklarıyla sabit insanlar tarafından bilinen kötü düşüncelerini hesap edememişti.

Eski yönetim intikam hırsı ile olacak önce 21.500 kişinin oy kullanacağı mekan için 3.400 kişi kapasiteli otopark imkanı neredeyse olmayan Akatlar Spor salonunu seçmişti .Sorumlular.kendilerine buranın müsabakaların yapıldığı günlerde bile kullanımın zor olduğu ikazını yapsalar da dinletememişlerdi.

Aynı gün Fenerbahçe basketbol müsabakasının Akatlara alınıp genel kurulun Sinan Erdem salonunda yapılması talebi de kabul görmemişti. İşte genci  yaşlısı , kadını kucağında ki bebesi ile rezalet ötesi giriş çıkışın eziyetten öte işkenceye dönüştüğü bir gün yaşatıldı Beşiktaş sevdalılarına.


Bu sıkıntıyı yaşayan insanlar Çebi’nin uzantısı değilim deyip ibra oylaması öncesi salonu terk ederek “ matruşka “ iddialarını öne sürenleri haklı çıkartan bu davranış önemli bir oy kaybına, aradaki  farkın oluşmasının da bir sebebi olmuştur. Serdal Adalı’nın seçimi kaybetmesinin sebebi kulüp içi bazı dinamiklerin , siyasi güç  iması yapanların , bazı dernek ve başkanlarının destek vaatlerinin ,  ileriye dönük başkanlık arzusu yeşermiş medya patronlarının kuklası olmuş kişiliksiz muhabirlerinin ,  Arat karşısında işbirliği yapan Fikret Orman dışında ki eski başkanların , yönetime sözünü geçirip kongreyi daha iyi bir ortamda yapılmasını sağlayamayan Divan Kurulunun, tarafsızlığı ve bağımsızlığını yitirmiş kendisine açıkça destek açıklamaları yapan seçme ve sicil kurulunun  artık sönmüş yanardağ misali bir hale gelmiş olmalarıdır.


Hasan Arat işte  bu karşı odaklara göğüs gerip, kendi doğrularını camianın beklenti ve özlemleri ile harmanlayarak  “  Değişim “ için yola neredeyse senelerin vefalısı çalışma arkadaşı Sezgin Gülnar ile birlikte çıkmış çevresi giderek çığ gibi büyümüş bütün bu ortak odakları katlayarak ezip geçmiş ve Beşiktaş camiasına umut olmuştur. Beşiktaşımızı  Beşiktaşlıların yönetmesi tabi ki  “Devrim “ anlamlıdır ve “bu yol Beşiktaşlıların yolu “ olup ilelebet devam etmelidir.

Yukarıda sıraladığım bu oluşumu teşkil edenlerin artık Beşiktaşımızla hiçbir işleri olmamalıdır. Camia kendilerine “ defolun, istenmiyorsunuz “ demiştir. Kulübe yaptıkları kötülüklerin önce kendi vicdanlarında muhasebesini  yapıp yüzlerinin kızarıklığının görülmemesi için başlarını önlerine eğerek bir daha geçmemek üzere Beşiktaş semtinden bile uzak durmaları arzu edilendir. Kendilerini istemedikleri için kongre üyelerine çektirdikleri eziyet, eleştiri hakkını kullanan camia mensuplarını, şahsım dahil birçok kişiyi disiplin kuruluna, savcılıklara, mahkemelere taşıyan bu zihniyet sahipleri  kulüp tarihine silinmez mürekkepli kalemle yazılacaklardır.

 Değişim sadece futbol idaresi anlamlı olmamalı, diğer departmanlarda da uygulanmalıdır.
 Yeni yönetimi işbaşı yapmaları ile birlikte rahat bırakıp hayırlı olsun dileklerini iletmek için bile dijital imkanlar kullanılmalıdır.

 Bir nebze seçim sandık sonuçlarına baktığımızda ilk dikkatleri çeken hususlar benimde oy kullandığım sandıkta çıkan Arat lehine 6 oy farkı divan kurulu üyelerinin ilk dört sandıkta toplam 123 olurken , eski yönetimin yaptığı 11.500 oy hakkı olan 7500 üyenin kullandığı son dört sandıkta ki fark 520 dir . ( her sandıkta 1035 üye yazılıydı)
 Bu da şunu gösterdi ki salonda da kendi sandıkları diyerek umutla bekledikleri kayıtlı üyeleri de  destekledikleri adaya oy vermemiştir.

Sayın Hasan Arat ve ekibinin yolu açık , başarıları bol olsun..