Fırat Günayer'in açıklamaları şu şekilde: 

Beşiktaş yoğun bir şekilde baskı yapıyor, hızlı atağa çıkıyor, atletik bir takım hatta premier lig takımı gibi oynuyor bile dendi dolayısıyla oradaki ışığı görerek bu takım gelişebilir, bu takım yükselebilir. Bu takım bu özelliklerinin üzerine daha fazla özellik koyarsa güçlü, bambaşka bir noktaya evrilebilir dedik.

Eksileri vardı ama sonuç olarak ortaya koyduğu Valerien İsmael’in belli başlı fiziksel özellikte artıları vardı, kadro uygundu Weghorst, Muleka gibi… İstanbulspor maçıyla beraber oyun anlamında bir düşüş başladı.  Beşiktaş gibi kulüplerde destek istiyorsan ya skor alacaksın, ya iyi yonayacaksın.  Kötü oynayıp iyi skor alırsan destek bulursun arkanda iyi skor alamayıp iyi oynarsan, yani taraftarın istediği o baskılı oyunu, hücum oyunu, rakibi boğan oyunu oynarsan skor alamazsan bile yine taraftar, medya arkanda olur. 

Beşiktaş gibi kulüplerde ya skoru iyi alacaksın ya oyunu iyi oynayacaksın başka türlü ikisi birden olmazsa destek zorlaşır.  Şimdi Beşiktaş önceki oyunlarından vazgeçti, çok oyuncu ile ileri gelemiyor, rakibi boğamıyor ve bundan dolayı skorda alamıyor. 

Bu oyunu sergileyemez ise hocaya destek azalır, Hatayspor maçı kötü skor olursa hoca kalır mı? Başkan çok net Hatayspor maçı sonucu ne olursa olsun arkasındayım diyor. Kötü skor alsa da, kötü sonuç olsa da  ben hocayı göndermeyeceğim, sezonu tamamlayacağım diyor.

Bu açıklamar doğru ama burası büyük kulüp açıkçası Hatayspor maçı, Ümraniyespor maçı bu maçlarda Beşiktaş galip gelemez ise o rüzgar yani “istifa rüzgarı” büyür ve başa çıkılamaz bir hâl alabilir. O yüzden hocanın kafasında bir giyotin gibi duruyor, bu iki maçta alınacak kötü netice sonucu yönetimin hoca ile devam etmelerini kolay görmüyorum, bu atmosferde…