Haftanın maçıyla başlayalım… Beşiktaş – Sivasspor maçını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beşiktaş – Sivasspor maçı için ben dahil bütün Beşiktaş taraftarı; hatta Fenerbahçeliler, Galatasaraylılar, Trabzonsporlular, futbolseverlerin çoğu Beşiktaş’ın bu maçtan galibiyetle ayrılacağını, Sivasspor’u durdurup lige yeniden bir heyecan getireceğini umuyorlardı ama olmadı. Beşiktaş son 7 maçta sadece 1 galibiyet alarak taban yaptı. Sivasspor deplasmanda olmasına ve son yarım saat on kişi oynamasına rağmen Beşiktaş’ı çok da pozisyon vermeden, kendi oyununu oynayarak mağlup etti ve şampiyonluk yarışının dışına itti. Hem de çok önemli 2 oyuncusu Mert Hakan Yandaş ve Fernando yoktu. Emre Kılınç da sakatlığından dolayı tam kapasiteyle oynayamadı. Hep söylediğimiz bir şey var, Beşiktaş oynadığı 27 resmi maçta 13 mağlubiyet aldı. Bu 2 maçta bir kayıp demek. Oynadığı her iki maçın birini kaybetmek takımın özgüvenini de bitirmiş durumda. Oyuncular maç kaybettikçe kırılganlaşıyor ve Beşiktaş’ın özellikle geriye düştüğü maçları çevirmesi daha da zor hale geliyor. Beşiktaş artık ilk yarıda olduğu gibi 6 maçlık seri de yakalayamaz. Bundan sonra 2-3 maçta bir tökezlemeler gelecek, bu sezon böyle iki ileri bir geri şeklinde bitecektir.

Abdullah Avcı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce Beşiktaş kariyerine devam edebilecek mi?

Abdullah Avcı geldiğinden beri bir türlü Beşiktaş’a istediği oyunu oynatamadı. Takım sürekli topu ayağında tutmaya yönelik bir oyun oynuyor ama bu oyun pozisyon zenginliği getirmiyor. Baktığınız zaman liderle olan on puanlık fark matematiksel olarak belki kapanabilir ama puan farkından daha önemlisi kimsede inanç yok, umut yok. Abdullah Avcı da biliyor böyle olduğunu. Bel bağladığımız Gökhan, Caner ve Burak’ın adım atmaya hali yok. Kiralık oyuncular "nasıl olsa 3 ay sonra yokuz" düşüncesiyle topa ayaklarını bile sokmuyorlar, kendilerini buraya vermiyorlar. Karius hatalı gol yedi ama Sivasspor kalecisi de Beşiktaş’ın attığı golde hatalıydı. Yenilgileri bireysel hatalara bağlayamayız. Beşiktaş’ın ne oynadığı belli değil. Abdullah Avcı yenilgileri olgunlukla karşılayan bir teknik adam ama ben onun da inancının olduğunu düşünmüyorum. Hamle olarak oyuna soktuğu oyunculara dahi inanmıyor. Taraftarın desteğini hiçbir zaman tam olarak hissedemedi. Dün de tribünde Sergen Yalçın sesleri vardı. Taraftar, Beşiktaş’ın başında görmek istediği hocayı daha sezon başında seçmişti.

Teknik direktör konusuna gelmişken; Sergen Yalçın, Rıza Çalımbay gibi isimler Beşiktaş için geçiyor. Bu isimlerin başarılı olma ihtimali sizce nedir?

Rıza Hoca’dan başlayalım. Sivasspor gibi son derece organize, pozitif futbol oynayan bir takım meydana getirmiş. Sivasspor bulunduğu yerin tesadüf olmadığını herkese bir kez daha gösterdi. Senin kadroya almadığın Fatih Aksoy, 33 yaşındaki Ziya Erdal gibi oyuncular kapasitelerinin yüzde yüzünü ortaya koyup savaşıyorlar. Sivasspor inanmış. Rıza Hoca; Süleyman Seba ekolünün tam bir yansıması. Saha içinde kalarak sadece kendi işine bakması, mütevazı bütçelerle başarı yakalaması tamamen Seba ekolünün ona getirdikleri. Sadece futbol anlayışı olarak değil, ahlaken de Seba’dan öğrendiklerini uyguluyor. İlk yarının son maçında Mert Hakan gibi önemli bir oyuncusu cezalı duruma düştü. Rıza Hoca da oyuncusuna ikinci sarı kartı görüp cezasını kupada çekmesini ve Beşiktaş maçında sahada olmasını söyleyebilirdi ama karakterli bir duruş ortaya koydu, oyuncusunu oyundan aldı. Bunlar Beşiktaş terbiyesi aldığının göstergesidir. Rıza Hoca Beşiktaş’a geleli yıllar oldu. O zamanlar çok gençti, çabuk harcandı ve Beşiktaş kariyeri kısa sürdü. Bugün karşımızda o Rıza Çalımbay yok. Mantalite olarak, oyun bilgisi olarak kendini çok geliştirmiş bir Rıza Hoca var. Sergen ise taraftarın gönlünde yatan hoca ama Rıza Hoca örneğinden ders çıkarıp, kariyeri adına doğru zamanda Beşiktaş’a gelmesi lazım.

Mert Hakan olayından yola çıkarak, Vedat Muriqi’nin gördüğü ikinci sarı kartla ilgili yorumunuz nedir?

Vedat Muriqi; Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, taraflı tarafsız herkesin sempatiyle baktığı, düzgün spor ahlakına sahip olmasıyla bilinen iyi bir oyuncu. Gördüğü sarı kart onun karakterine hiç yakışmadı. Bu kartın kasten görüldüğü ortada. Federasyonun bu konudaki disiplin talimatı açık. Ben bu kadar dikkat çeken bir konuda yanlış bir karar çıkacağını zannetmiyorum. Vedat’ın 2 maç ceza alacağını düşünüyorum. Bunlar yoruma açık olmayan, kanaatle verilen cezalardır, Federasyon doğru kanaati kullanarak doğru cezayı verecektir. Kimse futbolseverlerin aklıyla alay etmesin.

Sezonun bundan sonrası Beşiktaş için daha zor olacak. Beşiktaş yönetimine bu zorlu süreç için öneriniz nedir?

Yönetimin şu anda eli kolu bağlı. Kadroyu kuran, hocayı getiren, mali durumu bugünkü haline getiren Fikret Orman. Yani bu takım Fikret Orman’ın eseri. Yeni yönetim halen Fikret Orman’ın verdiği zararlarla uğraşıyor. Örneğin Hasic diye bir çocuk var, alabilmek için 2 milyon Euro istiyorlar. Beşiktaş oyuncuyu almayacak olsa da bunca zaman oyuncuyu beklettiği için Beşiktaş yine bir ödeme yapmak durumunda kalacak. Hiç topa vurmamış bir çocuğa Beşiktaş’ın bu paraları ödeyebilmesi imkansız. Ya daha az bir maliyetle takıma katmaya, ya da en az zararla göndermeye çalışacaklar. Yine öğreniyoruz ki Fikret Orman yönetimi gitmeden Burak ile sözleşmesindeki opsiyonu kullanmış. 2,5 yıl Beşiktaş’ta kalacak olan Burak’ın bu süreçte kazanacağı para, yani Beşiktaş’a maliyeti 26 milyon TL. Yine Vida’ya yapılacak ödeme geciktirilmiş. Vida’ya borcu yoktur kağıdı imzalatabilmek için bir anlaşma yapmışlar. Nisan ayında Beşiktaş, 1 milyon Euro ödeme yapacağı Vida’ya 1.600.000 Euro ödeme yapmak durumunda. Tarihte benzeri olmayan bir şekilde kendi futbolcusuna yüzde 60 faizle ödeme yapacak. Bunun gibi daha birçok zorlukla uğraşılıyor. Beşiktaş yönetiminin de bu hesap sorma, eski yönetim işlerini bırakıp geleceğe yönelik çözümler üretmesi gerekiyor. Geçmişle uğraşmak Beşiktaş’a fayda getirmez. Beşiktaş geleceğe bakmak, çözüm üretmek durumunda. Ben Beşiktaş’ın geleceğini ne yazık ki karanlık görüyorum.