Kurmaca cezalardan,

Tarifsiz sakatlıklardan,

Bitmeyen uğursuzluklardan,

Belimizi doğrultmadan yeni bir deplasman maçına çıkıyoruz.

Bu sefer Trabzon’dayız.

Quaresma’nın oynamayacağı perşembeden belliydi de

Pepe’nin aynı perşembe,

Parmağının kırılmış olduğunu, daha önceki gün öğrendik!

Yoksa söylemeyi mi unuttular?

O soru işareti.

Anlayacağınız Pepe de yoktu dün gece.

Geçen pazardan,

Bu pazartesiye,

Yani son 8 gündür,

İnsanlarla adeta boğuşmaktan yorulan Beşiktaş,

Şimdi de Karadeniz’deki dalgalarla boğuşacaktı.

***

Sahaya golcü olarak Vagner Love’u,

Vida-Tosic çıkmazında Tosic’i tercih ederek çıktı Beşiktaş.

O Tosic, aşırı dikkatsizlikten daha ilk dakikada ceza sahamızın önünde eliyle düzelttiği toptan sarı kart gördü.

10’uncu dakika itibarıyla sahaya istediğimiz gibi yayılamıyorduk.

Trabzon daha istekli ve ceza sahamız önünde daha çok gözüküyordu.

Kenar organizasyonlarımız yoktu,

Ve ortadan kısa paslarla karşı kaleye gitmeyi planlıyorduk.

Çizgiden gelmeyi tercih ettiğimiz ilk topta,

Adriano’nun ortasında ciddi gol tehlikesi yarattık.

Demek ki doğru adres çizgilerdi.

Sonuca oradan gitmemiz gerekiyordu,

Nitekim Babel de çizgiyi tercih ettiğinde,

Rakip defansı yormaya başlamıştık ve hataya zorluyorduk.

38’de ters ayakta yakalanan Trabzon defansının arkasına Vagner Love’u kaçırdı Talisca,

O kadar!

Sonra Talisca!?

Anlaşılan işimiz vardı bu akşam!

İkinci yarının başında olması gereken,

Love-Negredo değişikliği ta 57’de oldu.

Zira Love tek pas trafiğini hızlandıramıyor,

Ataklarımız boşa çıkıyordu.

Bu konuda Negredo’dan ümitliyim açıkçası.

Her iki takım için de söylüyorum.

Oyunun akışında bir devamlılık yoktu.

Kesik kesik, ara ara hızlanan maç çokça da aksıyordu.

Sonra tek toplarına güvendiğimiz Negredo sahneye çıkıyor,

Ege Bölgesi gibi girintili çıkıntılı duran Trabzon defansının arkasına akıl dolu bir top atıyordu.

Basketbolda steps yapan oyuncu gibi bocalayan ve şaşıran Trabzon defansı,

Babel’in ince dokunuşunu yalnızca seyrettiğinde tabela 0-1’i gösteriyordu.

Sonra yine Negredo.

Öyle bir asist yaptı ki Babel’e,

‘İkinci yarıda tek başına fişi çekti’ desek yeridir.

Yani bir bağlamda,

Oyun kurucu dediğimiz adamın ne kadar önemli olduğunun ortaya çıkmasında bize yardımcı oldu diyebiliriz.

Başka bir deyişle,

Aylardır bağırıyoruz playmaker lazım diye,

Bilmem duyan ve anlayan var mı?!

Babel kendisinin ve takımının ikinci golünü attığında,

En zor iki dönemeci iki galibiyetle kapatıyorduk,

Ve uzaktan duyduğunuz Beşiktaş’ın ayak sesleriydi,

İyi dinleyin...

Alen Markaryan / Akşam