Maç çıkışı tipik Beşiktaşlı refleksi ile takıma söylenip duruyordum. Antalya kupa maçı ile başlayan Kayseri ile devam eden uyuşuk oyunun sonunu gördünüz deyip hayıflanıyordum ki yanımdaki arkadaşım abi bu hakemle olmazdı dedi, ona da kızdım. Sen önce topunu oyna 3 tane yapıştır, hadi yapamadın, 10 kişiden bari gol yeme diye de ona atarlandım. Yumuşacık bir 6 numara yanında tamamı ile tempo oyunu ve depara dayalı stilleri olan ama bunun yanında alanını kaybetmeme ve kapatmada zorluk yaşayan 8 ve 10 numaraların ile orta sahan çadır tiyatrosu, önde çabalayan ama yetersiz kalan santraforun onun kenarlarında sivri sinek gibi vızıldayan kanatların var diye söylene söylene eve gittim. (Bu arada İmmobile’nin dün hakkını yiyemem hem çok çabaladı hem de hakeme karşı direnen tek oyuncu idi) Evet söylediğim birçok şeyde haklıydım. Ama Tv den maçın pozisyonlarını görünce boş yapmışım diye de bu sefer kendime kızdım.
Tarihimizde çok doğrandık çok budandık. Derimiz kalınlaştı birçoğuna gülüp geçiyor hale getirildik. Fakat bu kadar yanlı, bilerek, isteyerek net bir mesaj veren bir hakem çok az gördüm. Tabi bizim taraftar da kendi kendine türkü çığırmaktan herhangi bir baskı kuramaması bu adı gibi küçük zihniyetlinin kendine göre başarılı işler yapmasına yardımcı oldu bunu da atlamayalım… Hakemlik, hakimlik değil cellatlık yaptı ne yalan söyleyeyim hakkını da verdi yaptığı işin. Daha doğmamıştı o zamandan yani kendi kendini bilmeden tanırız biz bunu. Tohumuna para verenlere şahit oldu bu taraftar onun... Bunun babası denilen kişi eski topçu. 1987 yılında daha sonra itiraflarla kanıtlanan olaylı Malatya- Beşiktaş maçında sarı kırmızılı formayı terletiyordu. At iğneleri ve Gürsoy’un meşhur Doğan arabalarının başrol oynadığı maç. İşte o günlerde de hakkımız yeniyor birileri bizim üzerimizden haksız, haram paralar kazanıyordu. Çok beddua aldılar, kazandığınız boğazınızda kalsın, gün yüzü göremeyin, evlatlarınızın hayrını görmeyin denildiğini hatırlıyorum o günün tüm aktörlerine. Ne bilinsin gelip o hayırsızların yine bizim başımıza bela olacağını. Ama ben sıkıldım artık bu sistemin uşaklarının üzerimize saldırmasından.
Nedir kardeşim sizin Beşiktaş’tan alıp veremediğiniz? Orta sıklet bir kulüpten oyuncu isteriz 3’lük adama 8 çekerler rakip takıma 2’ye verirler. Öz adının önüne yabancı isim alan başkan çıkar Beşiktaş haddini bilsin der. Badem bıyık TFF başkanı çıkar parmak sallar. Deprem olur, spora etkisinde adalet isteriz ne başkanımızın düşüncesizliği kalır ne hocamızın ahlaksızlığı. Taraftar grupları diş geçiremedikleri zaman birbiri ile sevgili olup bizim tribüne cephe açarlar. Hadi deplasmanları anladık da hakemi, iti, kopuğu gelir stadımızda türlü türlü şikeler yaparlar. (Bu senenin buluşu kırmızı kart şikesi. Gs, Kasımpaşa, Antep maçları tam da budur) Başkalarına getirilen yabancı hakemi bile Beşiktaş maçlarında olmayacak diye tartışmak büyük şerefsizliktir ama oluyor işte.. Ne yapalım biz? Bırakalım mı bu takımın peşini? Yoksa birileri gibi ruhumuzu paraya, güce satalım kaypak mı, şerefsiz mi olalım? Dürüst olduğumuz, vicdanlı olduğumuz, adaletli olduğumuz haklının yanında olduğumuz için sevilmiyoruz bu ülke futbolunda. Bizim şeref tribünümüz zamanında komutanlarla dolmadı ya da himmetle şampiyon olduk diyen terör suçlularımız olmadı hiç. Değerlerimizi yerlere sermediğimiz için şampiyon olmadık bununla da gurur duyduk. 3 senedir aşağılık bir oyun sergileniyor ülkede. Adamlar trilyonlar akıtıyorlar futbolculara, karaborsa biletler, bahisler, aile şirketi sponsorlukları derken tamamen paraya güce odaklı bir ortam yarattılar. Etraflarına da aldılar soytarılarını iğrenç bir dünya kurdular kendilerine, kendileri gibi. Taraftarları birbirine benzedi iyice. Sen benden kirlisin sen benden iğrençsin sen şöylesin sen onun çocuğusun yok sen bunun çocuğusun tartışması sürüp gidiyor. Biz de karşı tarafta diyoruz ki sistem kuralım, sabır gösterelim, gençlere yatırım yapalım, zeki olalım, çevik ve ahlaklı olalım. Yahu hiç bulaşmayalım bizden uzak birbirinize yakın olun biz kendi halimize bakalım düzenimizi kuralım diyoruz ona da izin vermiyorlar. Vallahi şahsım adına ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Bir tarafım bu yapılanları kendine yediremezken bir tarafım artık yeter yorulmadın mı bıkmadın mı bu kepazelikten diye soruyor. Ama sonunda bir rahatlama geliyor yine şükrediyorum iyi ki Beşiktaşlıyım diye… ve başlıyorum böyle günler yaşadığımda dileme düşen tezahürata... ‘’ Bitmesin dertler……’’
Bülent Bilirgen
duhuliye.com/ özel haber
HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..