Şafak Malatya'nın yazısı şu şekilde: 

Çanakkale’nin dillere destan savunması gibi savundu Fatih’in talebeleri kalelerini. Olması gereken de buydu aslında. Her ne kadar sahada göremesek de, kağıt üzerinde İstanbulspor’a karşı ciddi kaliteli bir kadroya sahip Beşiktaş karşısında, Fatih Tekke’nin bu oyun anlayışı garipsenecek bir durum değildi. 

Ancak bu noktada İstanbulspor’dan çok, Beşiktaş’ın bu oyuna nasıl reaksiyon vereceği önemliydi. Beşiktaş, iç sahada kendisine kapanan takımlara karşı sezon başından bu yana nasıl çaresiz kaldıysa, gole kadar yine aynı çaresizliği yaşadı. Başıboş ataklar, serkeş oyun setleri, anlamsız top çevirmelerle gole kadar ne yapacağını bilemeyen bir takım vardı sahada. 3.5 aydır sahada olmayan Ghezzal bu konuda mahir dedik, o da “ben henüz hazır değilim” diye diye ilk yarısı bitirtti. 

Futbolda bir tabir vardır, “topu koşturmak”! Rakibinizin size böyle kapandığı anlarda, ayağı yumuşak, seri ve kaliteli ayaklara sahipseniz topu koşturarak kapanan savunmaların dengesini bozarsınız. Ancak Beşiktaş öyle ağır, öyle gelişi güzel top çevirdi ki, bırakın topu koşturmayı, zaman zaman kendisi bile koşmayı unuttu. Maça çok iyi başlayan Beşiktaş tribünleri bile, 16.dakikadan sonra gole kadar adeta “Suskunlar” dizisi setinde gibiydi… 

Sonra bir anda futbolun adaleti kendini gösterdi, böyle durumlarda hep beklenen ve tek çıkış yolu olan o duran top golü Cenk’in altın kafasından geldi! İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Maçın başından, gole kadar kalesini Çanakkale’yi savunur gibi savunan İstanbulspor Turan taktiğine döndü! Saldıran, arayan, farklı hücum taktikleri deneyen bir takım hüviyetine büründü. Ancak Fatih’in hesap etmediği şey Beşiktaş’ın yeniçerisi Vincent Aboubakar’dı. Kamerunlu öyle bir gol attı ki, bırakın haftayı, yılın golü desen kimse garipsemez! 

Günün sonuna hep tabela kazanır derler ya, işte futbolda da böyle aslında. 90 dakika sonuna tabelada Beşiktaş’ın galibiyeti, hafızalarda 2. Şenol Güneş döneminde Beşiktaş’ın iç saha yenilmezlik serüveni, derbi öncesi rakibine bir adım daha yaklaşan Beşiktaş kaldı. Bu oyun, bu iştah Kadıköy gibi gergin ve yüksek atmosferli bir 90 dakika için yeter mi bilinmez ancak, gerçek olan şu ki bu Beşiktaş oradan galibiyetle çıkarsa çArşı bu defa fena karışır…