Futbolu seven ve ilgilenen kime sorsanız bu oyundan iyi anladığını söyler. Çünkü futbol, seyreden herkesin anlayabileceği, herkesin bir top bir de alan bulursa oynayabileceği basit bir oyundur. Ve futbola küresel sevgi ve ilgi de buradan geliyor. Zaten insan anlaması zor şeyleri değil anlaması kolay şeyleri sevmez mi hep? Ama işte her basit gözüken şeyde olduğu gibi futbolda da fark yaratabilmek tam da bu nedenle o kadar zor oluyor.

Futbol oynamak kolay ama profesyonel futbolcu olmak zor mesela. Futbolu yönetmek ise belki çok daha zor. Çünkü çağa ve yapınıza uygun plan program yapmak, yol haritası çizmek ve bu yolda kararlılıkla, cesaretle yürümek gerekiyor. En çok da beklenmedik durumlarda pozisyonunu bozmadan, ilkelerinden vazgeçmeden çözüm üretmek gerekiyor. Bizde ise yönetime talip olanların net ve gelişmiş programları olmuyor. Öyle olunca da nasıl bir yol izleyeceklerinden çok kişilerin isimleri üzerinden yorum yapılıyor. Tercihler de tepkisel, duygusal ve önyargılı oluyor. Bu da işte sürekli yalpalayan, kriz durumlarında en yapılmaması gerekeni yapan yönetim modellerini ortaya çıkarıyor. 

ORMAN VE ÇEBİ

Haksızlık etmeyeyim. Beşiktaş’ta son iki başkan iyi bir yol çizmişlerdi kendilerine. Yeniden yapılanma ve kurumsallaşma çabaları takdire şayandı. Önce Orman stadı yeniledi ve 2 şampiyonluk kazandırdı. Sonra da Çebi bir sezonda 4 kupa ile çabalarının ödülünü aldı. Ama sonrası her yanlış kararı başka yanlışla düzeltmeye çalışmakla geçti. İlk çıkılan yoldan çabuk vazgeçildi. Geçmiş hakkında fazla yazmaya gerek yok artık. Şimdi Beşiktaş sezon ortasında acele bir kongreye gidiyor. En önemli gündemi bu. Peki daha önceki yaşananlardan Beşiktaş camiası ders çıkarır mı dersiniz? İşte asıl  soru bu şimdi.

Üstünkaya - Tüzün dönemindeki gibi bir “Özkaynak Devrimi” başlatılabilir mi mesela? Ya da Seba-Milne dönemindeki gibi gençlerden çağdaş bir takım oluşturulabilir mi? Elbette şimdi çok farklı bir futbol ortamında yaşıyoruz. Ölçüler değişti. Kendi tarihi ve kültürel kimliğini koruyarak uluslararası alanda başarılı olmak çok zor. Bunu yönetmek de. Ama yaparsa Beşiktaş yapar bunu. Kendi gücüne dayanan ve sistem tarafından kollanmayan Beşiktaş için bu yönde ilerlemek tek yol ve bir zorunluluk zaten. Kongre öncesinde kişilerden çok yönetim anlayış ve programlarını konuşmak daha doğru olmaz mı?

Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet