Gazeteci Atıf Geçeci'nin yazısı:

Sezonu şampiyonluk şarkılarıyla kapayan bir futbol takımının teknik direktörü ile yeni sözleşme yapmamak için çeşitli bahanelerle şahsi egolarını tatmin için hemşehri tercihi peşinde koşup taraftar baskısıyla arzuları gerçekleşmemiş bir başkan ve yönetim kurulu ile günümüze kadar 34 süper lig ve 6 şampiyonlar ligi müsabakası oynandı.

Şampiyonlar liginde 6 maçta galibiyet alınamamasının yanı sıra 19 golü kalesinde görmüş maalesef topu rakip filelerle 3 defa buluşturabilmiştir. Süper lige baktığımızda ise son senelerin en kötü tablosu ile karşılaşmaktayız.

34 maçta 9 mağlubiyet, 12 beraberlik ve de 13 galibiyetle 51 puana toplayıp averajla 7 .sırada yer bulabilmiş anlı şanlı Beşiktaş takımı. Bu sonuç 3 teknik direktör değişimi ile elde edildi. Böyle bir sonuç “ güçlü başkan “ teraneleriyle iş başı yapan yönetime ait. Son maça gelinmiş takım sahada hiçbir varlık gösterememiş ancak kendilerini büyük taraftar olarak gören belli bir kesim ki çoğu “askıda bilet” kontenjanından haftalardır maçlara para ödemeden giren çoğunluğu kuzey üst bölüm (yani yeni açık tribünün saha içerisinden bakıldığında sol üst bölüm) ki daha önce de Fikret Orman’a “paralar nerede “ diye bağırılan kısımdan başlayan “Aldırma Kartal” bestesini sıkılmadan terane eden sözde taraftarlar. Buna karşılık kötü gidişe tepki anlamında başkan ve yönetimi protesto anlamlı “ istifaya davet ve Trabzonspor’a başkan olsana “ tezahüratı. Bu protestolar başta (Trabzonspor’a başkan olsana) olmak üzere liginde şampiyon olmuş hentbol takımının maçında da dile getirildi.Beşiktaşlılık iyi günde de kötü günde de takımına sahip olmaktır ama , beceriksizliklerinden , hemşehrilik duygusunu Beşiktaş’ta tatmin etme düşüncesi ile teknik direktör sıkıntısı yaratarak kötü gidişe zemin hazırlayan ,  taraftarlar ve camia içerisinde ayırımcılık yaparak kutuplaşma yaratılmasını görmezlikten gelerek kötü gidişe isyan yerine 2007 senesi tribünlerine ait “Aldırma Kartal Aldırma” bestesine sarılınması o zaman ki  duygusallığın yaşanmadığı günümüzde samimi bulunmamıştır. Oluşmasında bir F.B. müsabakasında hakem hatası ile kaybedilen derbi ve takip eden günlerde Avrupa kupasında Liverpool karşısında alınan  alışılmamış bir sonuç sonrası ilk iç saha müsabakasında takıma moral için söylenmiştir. Yani kötü yönetilme sonucu 34 maçlık performans sonucu değil sadece 3 gelişen olayın getirdiği tepkidir. Bunları bugün hatırlayan çoktur ama o günle ilgili olan tribündeki hakiki Beşiktaş sevdalılarının hiçbiri belli yönetim yanlısı gurup liderlerinin hazırladığı listelerle maçlara askıda bilet kontenjanından giren bedavacı değildiler.

O günlerin başkanları Trabzonspor’a sempati duyduklarını söyleyip kendilerini Beşiktaşsporlu addeden kişiler olmayıp, sonradan olma değil doğuştan Beşiktaş sevdalısı isimlerdi. Kulübün kongre yapısı ve tribün ahalisi maalesef güzel bir görüntü vermemekte ve gelecek açısından endişe verici bulunmaktadır. Sezon içerisinde taraftarlar arasında yaşanan istenmeyen ve yakışmayan olaylar, genel kurullarda görüşlerini açıklayanlara karşı yıldırıcı saldırı ve çirkin sözlü sataşmaların azmettiricileri giderek belirginleşmektedir. Bu kişilerin bir kısmını da son genel kurullarda gördüğümüz gibi mayıs ayında yapılacak olanlarında da göreceğimizi tahmin ediyoruz.

Başta başkan ve taraftarlardan sorumlu yönetici olmak üzere aklıselim sahibi bilhassa kulübün içerisinde uzun zamandır bulunan bazı kurul üyelerinin olaylara müdahale etmeleri beklenilir. Kongre üyeleri tüm zamanların en kötü  (1-2 isim dışında )  mevcut yönetim kurulu yeniden görev alma isteminde bulunduğunda geçen süre içerisinde iş başına getirdikleri ekibin yaptıkları yanlış işler sonucu başta kulübün borcunu iki katına çıkarttıklarını, sportif açıdan son yılların en kötü sezonunu camiaya yaşattıklarını  ve de kongre üye,  dernekler ve taraftarlar arasında ki bizden olan olmayan ayrışması yapmaları düşünülerek kendilerini sorguya çekip yeni kararlarını  yaşanması gerekli kulüp sevgisi aşkıyla sandıkta belli etmeleri yakışan olacaktır..