Valerien Ismael'in gidişinin ardından Şenol Güneş'in gelişiyle Beşiktaş'ın psikolojik anlamda şampiyonlukl yarışına dahil olacağı ya da şampiyonluk yarışında kalacağı aşikardı. Başkan Ahmet Nur Çebi'nin “Valerien Ismael kalsaydı” veya “sabredilebilseydi” gibi açıklamaları geldi ama aslında bu tipik bir camia liderinin politik bir yorumu denilebilir. Bunu giden hocanın ardından nezaket göstermek olarak da değerlendirilebilir. Şu bir gerçek ama; Valerien Ismael'in DNA'sı ne Beşiktaş'a uyum sağladı ne de Türkiye futbol iklimine. Şimdi yazımıza buradan neden başladık? Çünkü Şenol Güneş'in Beşiktaş'a kattığı, daha doğrusu yarattığı havanın da temelinde bu yatıyor. Bu da sezonun devamı için doğru saptamalar yapmamıza yardımcı oluyor.

Bazıları diyecek ki Şenol Güneş'in daha önce başarılı dönemi olması sayesinde bu “algıda uyumluluk” sağlandı. Hayır. Şenol Güneş, 2015 yazında Beşiktaş'ın başına geçtiğinde de bu hava ve güven oluşmuştu. Halbuki henüz ne ortada bir şampiyonluk ne de Şampiyonlar Ligi'nde başarılar vardı. Hatta ortada stat bile yoktu. Rakibi 70 milyon Avro harcayarak yıldızlarla dolu bir kadro kurmuştu. 2014-2015 sezonunda her ne kadar Galatasaray şampiyon olmuş olsada ligin en iyi oynayan takımı Slaven Bilic'in Beşiktaş'ı ve Şenol Güneş'in Bursaspor'uydu. Fenerbahçe, o Bursaspor'un sezona damga vuran 4 önemli oyuncusu almıştı; Gol kralı Fernandao, Ozan Tufan, Volkan Şen ve Şener Özbayraklı. Beşiktaş ise sadece o Bursaspor'dan sadece hocasını transfer etti. 2015-2016 sezonunun kaderi aslında böyle yazılmaya başlanmıştı. Organ nakil ameliyatları da böyledir. Organı bulmak yetmez, doku uyması lazım.

Şimdi Beşiktaş, farklı bir rotada ilerliyor. Farklı bir hocanın oyun sistemine göre oyuncu transfer edip, sezon ortasında farklı oyun sisteminde oynayan hocayla devam etmeye çalışıyor. Oyunsal olarak ve idari olarak bir geçiş ve dönüşüm süreci kaçınılmaz olacaklar arasında.

Caner Erkin'in transferi gündemde şu anda. Caner transferi gerçekleşir mi gerçekleşmez mi, orası beni ilgilendirmez. Biz gazeteciler kulüplerin transfer komitesi başkanı değiliz. Ama sosyal medyadan Caner Erkin'e yapılan bu ağır tepkilere anlam veremiyorum. Beşiktaş taraftarı bu aynı hatayı Şenol Güneş'in Burak Yılmaz'ı ilk transfer etmek istediğinde de yaşanmıştı. 1 yıl gecikmeyle yine devre arasında transfer olmuştu Burak Yılmaz. “Burak Yılmaz Beşiktaş forması giyerse Beşiktaşlılığımı askıya alacağım” diyen Beşiktaşlı ünlü sanatçılar bile vardı. Ne oldu? Burak Yılmaz, istenmediği yere geldi ve Beşiktaş'ı yeniden şampiyonluk potasına sokmuştu.

Burak Yılmaz, Beşiktaş camiasına ne yaptı ki taraftardan bu kadar protesto ve veto yedi? Caner Erkin, transferini kendi futbol görüşüme göre desteklemiyorum ama gerçekten sormak gerekiyor; Caner Erkin'e yapılan bu algı operasyonunun kaynağı nedir? Bir takım troller harekete geçiyor elbette ama camia neden bu konuda mutabık? Adem Ljajic, Jeremain Lens hatta İsmail Köybaşı yıllarca Beşiktaş'ta hiçbir performans koymadan sözleşmelerini tamamlarken bir kez bile linç yememişken, bu Caner Erkin tepkisi neden? Dünyada Beşiktaş kadar kendi içinde karışan ve kendi kendini domine eden başka bir camia yoktur herhalde. Bunu idari seviyedede söyleyebiliriz seçim zamanları için özellikle.

Yıllarca yazdım, yayınlarda söyledim, altını defalarca çizdim. Geçmişe gidip sürekli aynı oyuncular üzerinden dönen transfer politikasının tamamen karşısındayım ama manasız bir “itibar suikiasti”ni de görmezden gelemeyiz. Ekonomik koşullar belli. Hazırlık maçlarına bakarsak Şenol Güneş'in oyun düzeni yavaş yavaş oturacak izlenimi veriyor. Ama şampiyonluk için iyi oyun ve goller yetmiyor. Doğru parçaları da bir araya getirmek gerekiyor. Eğer Caner Erkin doğru parçaysa bu parça hemen sisteme dahil olmalı. Bunun kararını verecek kişi de sosyal medya trolleri değil, Beşiktaş yönetimi ve Şenol Güneş'tir. 

Duhuliye.com