Beşiktaş’ta bu sezon adeta üç ayrı perde olarak oynandı: İlk perde, bir büyük takım çalıştırdığının farkında olmayan Ismael’le yaşanan zaman kaybıydı. İkinci perdede Şenol Güneş, siyah-beyazlılara büyük takım olduklarını hatırlatmaya çalıştı, içeriden Mert-Cenk transferleriyle takımı canlandırdı. Üçüncü perdeyse Mart başında start aldı.

Aboubakar, Onur, Colley, Amir ve Maxim’in katılımıyla Beşiktaş yepyeni bir takıma dönüştü. Artık kenarda bir büyük takım hocası, içeride de büyük takım futbolcuları var. Hemen hemen hepsine aynı 11’le çıkılan, Mert-Colley-Amir-Aboubakar ana omurgasıyla oynanan Başakşehir, Ankaragücü ve İstanbul maçlarında alınan galibiyetler, Beşiktaş’ta temel ayarların oturduğunun kanıtıydı.

REDMOND’DAN MÜTHiŞ SOLO PERFORMANS 

Ancak dün başka bir vitese ihtiyaç duydu Beşiktaş. Ana ayarlar bozuldu, Tayyip sakatlandı, iki penaltı geldi, Welinton atıldı. İşte o nokta, bir takımın teknik direktöre ihtiyaç duyduğu esas andı. Ve Güneş doğru hamlelerle takımını oyunun içinde tuttu, Redmond da muhteşem bir solo performansla bu tarihi galibiyette başrol oynadı.


FENERBAHÇE’DE YENiLERDEN SADECE 3 iSiM VARDI

Dün Fenerbahçe’de maça başlayan 11’den sekizi geçen sezon oyuncuları. Fenerbahçe’nin bu yıl yaptığı 14 transferden üçü sadece 11’de başladı (Samet, Arao ve Pedro). Onların da ne kadar katkı verdiğini siz takdir edin. Beşiktaş’sa sadece bu devre arasında 5 transfer yaptı ve bence tam isabet sağladı.

Colley, Onur, Maxim, Amir ve Aboubakar’ın gelişiyle çehre tamamen değişti, gerçek bir rekabet ortamı oluşunca herkesin vitesi arttı. Sadece kenardaki doğru hamleleri dolayısıyla değil, transferdeki isabetli işleri sebebiyle de tebrik etmek lazım Güneş’i.

MATEMATiK 3’LÜ SAVUNMA iÇiN DOĞRUYU SÖYLÜYOR

F.Bahçe 27 Ekim’deki Rennes maçından beri 21 resmi müsabakaya çıkmış. Bu maçların altısında üçlü savunmayı tercih etmiş (Rennes, Trabzon, Galatasaray, iki Sevilla ve Galatasaray). Bu altı karşılaşmanın beşinde yenilmiş, birinde de Sevilla’ya karşı işlevsiz bir galibiyet almış. Üstelik üçlü savunmayla oynanan son beş müsabakada Fenerbahçe (İRFAN’IN DÜNKÜ ŞUTUNA KADAR) akan oyunda hiç gol atamamış. Sadece Valencia’yla bulunan iki penaltı golü var..

KENARDA JESUS’UN KÖTÜ BiR KOPYASI VAR

Sanırım bu denli geniş data setine sahip bir istatistik bizi yanıltıyor olamaz. Son 5 ayda Fenerbahçe tüm kritik maçlara üçlü savunmayla çıkmış, hiçbirinden istediğini alamamış. Matematik, Jesus’un haksızlığını kanıtlıyor, bizim bir şey söylememize gerek kalmıyor zaten.

Fenerbahçe’de de bu sezonu iki perdede değerlendiriyorum ben: Dünya Kupası öncesi kenarda süper bir Jesus vardı. Dünya Kupası arasında ruhen buradan gitti, sadece bedenen kaldı İstanbul’da. Temmuz-Kasım aralığında orijinal Jesus vardı Kadıköy’de görevde. Ocak-Nisan dönemindeyse kötü bir kopyası var gibi artık kenarda.

22 FUTBOLCUNUN 11’i YERLiYDi

Dün sahaya çıkan iki şampiyonluk yarışçısının ilk 11’lerinde 22 adamın tam 11’i yerliydi. Fenerbahçe sahaya 6, Beşiktaş 5 yerliyle çıktılar. Bir kez daha hatırlatmanın tam zamanı: Futbolcunun yerlisi yabancısı yok, iyisi kötüsü var. İyi yerli zaten oynuyor, herhangi bir teşvike ihtiyaç duymuyor. Şu çağdışı yabancı sınırından vazgeçin artık.

BU KAOSUN ÇARESi ÇAKIR AYDINUS VE ABiTOĞLU

Süper Lig’de haftaya ilk dörtte giren takımlar birbirleriyle karşılaştılar. Normalde son 48 saatimiz bir futbol şöleni olarak geçmeliydi. Ama maalesef futbol yine birtakım tartışmalar ve VAR’ların devreye girmeleri gereken yerde çekinmelerinin gölgesinde kaldı. Video hakem uygulamasıyla dördüncü sezonu tamamlamak üzereyiz ve hâlâ VAR odasındakilerin “net ve bariz hata” ayrımını yapamadığını görüyoruz. Başakşehir-Ankaragücü maçının VAR’ı müdahale etmemesi gereken yerde devrede. Galatasaray-Demirspor ve Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarının VAR’ları ise devreye girmeleri gereken yerlerde girmemişler.

4 YIL ÖNCE SÖYLEMiŞTiM 

Bunun çaresini tam 4 yıl önce söylemiştim, yine tekrarlıyorum: Aktif hakemliği bırakanlardan VAR odasında faydalanmalısınız. Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Kamil Abitoğlu gibi aktif hakemliği taze bırakmış değerli isimlerden şu anda VAR’da faydalanıyor olsaydık, eminim çok daha iyi sonuç alırdık bu uygulamadan.

Uğur MELEKE / Hürriyet