Bu sezon, takımın Türkiye Kupası'nı müzeye getirmesi  büyük başarı addedilmeli. Ligde büyük puan farkı atan rakiplerin kupaya erken veda etmeleri bizim için avantaj  oldu. Trabzonspor ile Olimpiyat Stadı'nda oynayacağımız tek maç, birçok hedefi de ortaya koymuş olacak. Seneye oynanacak Avrupa kupası, gelecek sene lig için büyük moral olmasının yanında yönetime de derin bir nefes aldıracaktır ki bence en önemlisi de bu çünkü başkana oy verenler bile kararlarını sorguluyorlar.  Önümüzdeki sezonun takımını oluşturmak da yönetimin vereceği en önemli sınav, işin en zor kısmı. Kiralıklar dönecek. Gittikleri kulüplerde başarı sağlayamadıkları için bunlarla vedalaşmak da zor olacak.
 
Futbolda başarının anahtarı belli. Takımın omurgası sağlam olmalı. Kale, stoper, orta saha, santrfor. Bu mevkilere iyi oyuncular alan takımlar bugüne kadar hep başarılı oldular. Bizim en temel sorunumuz bu; şampiyon olduğumuz sene bile omurgamız maalesef sağlam değildi. 
Ben başkan ve yönetimin verdiği sözleri yerine getireceğine inanıyorum. Bu sözler tutulursa zaten karşılarına uzun bir süre aday çıkmaya cesaret de edemez.
Alman ekolü her zaman makine gibi çalışır.  Bir düşünün bugüne kadar o ekolden gelen oyuncuları. Birçoğu başarılı oldular. İtalya ve İngiltere' den gelenler de efektif olacaktır ama   tercih disiplini ön planda tutan Almanya'dan olursa başarının daha çabuk geleceği kanaatindeyim

Yönetim önümüzdeki sezon büyük bir sınav verecek. Şimdiye kadar mazeretleri çoktu, bakalım önümüzdeki sezon ne yapacaklar göreceğiz.
Sezon sonu kiralıklar dönecek, yönetim bunları yollama konusunda oldukça zorlanacak. Beşiktaş'a da en az 10 tane iyi oyuncu  lazım.

Takım tutar gibi başkanları tutmamak, Beşiktaş için zamanını harcamış, cebinden para vermiş, doğrusu yanlışı tartışılır ama Beşiktaş'a hizmet etmeye çalışmış insanlara ağza alınmayacak küfürler, hakaretler etmek çürümüş bir zihniyetin bir parçasıdır. Bu kafa ile devam edilirse yarın öbür gün bu camia, bir başkan adayı bulmakta da zorlanır. Kimse eleştirmeyin demiyor, Eleştiri mutlaka olmalı.Ama İnsanları karalayarak, manipüle ederek de bir yere varamayız. Başkanlar ve yönetimler gelip geçici, baki kalan bizleriz. Bakın maçlara gelenlere, hangi giden başkan maçlara geliyor. Bırakın giden başkanları, onların yöneticilerini bile birkaçı hariç tribünde göremiyoruz.

Masis Kuyumcu / Duhuliye