Son bir hafta içinde yarattığı çelişkiler bile Kuntz’un yetersiz olduğunu kanıtlıyor. Önce 650 bin nüfuslu Lüksemburg’u yenemedik. Sonra 53 bin kişilik Faroe’yi. Sırada sanırım Robinson Crusoe ve Cuma’nın yaşadığı “Island of Despair (Çaresizlik Adası)” var! Dün TFF’nin 1980’lerde bile daha doğru kararlar aldığını yazmış ve bu vizyonsuzluğun istifa etmesi gerektiğini dile getirmiştim. Belli ki böyle bir ihtimal yok. 1984’te Galatasaray, bir Avrupa şampiyonu ve Dünya Kupası finalisti Derwall’i getirebiliyordu Türkiye’ye. 1987’de bu kez Beşiktaş teknik direktörünü Premier Lig’den buluyor, Leicester’da Lineker’in hocalığını yapmış Gordon Milne’e görev veriyordu. 1990’da A milli takımın başına “Danimarka Dinamitleri”ni yaratan ve penaltılarla Avrupa şampiyonluğunun kıyısından dönen Sepp Piontek geliyor, yardımcısı olarak da genç Fatih Terim atanıyordu. Çünkü Şenes Erzik federasyonunun vardı böyle bir vizyonu. Aradan 30 küsur yıl geçti. Türk futbolu bu 30 yılda Dünya Kupası’nda ve Avrupa Şampiyonası’nda yarı finaller gördü. UEFA Kupası ve Süper kupayla tanıştı. Ancak maalesef TFF yönetiminin vizyonu 1980’lerden dahi geride şu anda! Avrupa’nın en prestijli 20 milli takım işinden biri olan Türkiye’nin başına hemen hiçbir üstyapı deneyimi olmayan, 60 yaşındaki Kuntz’u getirdik geçen sene. Dilerdik ki Kuntz fantastik bir performans gösterip bizi mahcup etsin ancak maalesef yanıltmadı. Şu son bir hafta içinde yarattığı çelişkiler bile, neden Türkiye Milli Takımı gömleğinin ona üç beden büyük olduğunu kanıtlar nitelikte... 1- ‘BEK FERDİ’ SiLAHINDAN MAHRUM KALDIK Stefan Kuntz, ilk açıkladığı kadroya merkez orta saha olarak Berkan, Salih Özcan, Orkun ve İrfan’ı davet etti. Daha sonra Salih Özcan sakatlandı ve yerine Tolga’yla İsmail’i ekledi. Yani bu kadro seçiminden anladığımız kadarıyla orta saha pozisyonu için ilk 3 tercihi Berkan, Orkun ve İrfan’dı. Ardından Lüksemburg maçına Ferdi-Orkun merkeziyle çıktık. Ki ilk gariplik bu noktada başlıyor: Kadroya zaten 4 orta saha çağırmışsınız. Sonra iki tane daha. Dışarıda da hâlâ Salih Uçan, Soner Dikmen gibi iyi seçenekler kalmış. Ama siz merkezde, son iki yılı bek olarak geçirmiş Ferdi’yi tercih ediyorsunuz. Ferdi çok yönlü ve özel bir oyuncu. Hangi görevi verirseniz yapabilecek kalibrede. Ancak Ferdi’yi merkezde kullanarak çok büyük bir silahımızdan, “bek Ferdi”den mahrum kaldık. Ki iki maçta bek olarak görev verdiğimiz Zeki Çelik ve Eren de vasattılar maalesef. 2- İSMAİL YÜKSEK VE BERKAN KARMAŞASI Orta sahadaki ikinci gariplik de şu: Madem kadroya ilk davet ettiğiniz Berkan sizin ilk tercihiniz... Öyleyse Lüksemburg maçında neden oyuna Kuntz’un ilk tercihi Berkan değil İsmail girdi? Ya da Lüksemburg maçında oyuna girecek adam İsmail’se, neden ilk açıklanan kadroda yoktu? Bu değişiklik zaten tek başına Kuntz’un kafasının ne kadar karışık olduğunun kanıtı gibi. 3- TOLGA CİĞERCİ NEDEN STOPER OYNADI? Kuntz, ilk açıkladığı kadroya 4 stoper davet ediyor: Çağlar, Merih, Kaan ve Ozan... Merih zaten kulübünden sakat gelmiş, Lüksemburg maçı öncesi son idmanda yok. Durum böyleyken neden kadroya ekstra bir stoper davet etmiyorsunuz? Neden Lüksemburg maçında 23 kişilik kadroda sadece 3 stoper var? Ve sonra neden stoper olarak Tolga’yı sokmak mecburiyetinde kalıyoruz? 4- DENİZ UNDAV MİLLİ TAKIMA ÇAĞRILDI MI? Premier Lig’de bir Türk santrfor var, ismi Deniz. Geçen sezon da Belçika Ligi’ni gol kralı olarak tamamladı. Bu oyuncuyla ilgili sosyal medyada bir manipülasyon var, Deniz tüm bu 20 liralık bot hesapları dava etmeli bence. Stefan Kuntz’a geçmişte bu konu sorulduğunda, Umut Bozok’u daha önde gördüğü için Deniz’i davet etmediğini söylemişti. Sayın Kuntz ve Sayın Altıntop: Umut hâlâ Deniz’in önünde mi? Deniz’e herhangi bir davette bulundunuz mu? Bulunduysanız ne yanıt verdi? Davet ettiyseniz, kabul etmediyse de bunu açıklayabilirsiniz pekala. 5- YUSUF DEMİR OLAYI DA SORULARLA DOLU Milli takımın başına CV’sinde U21 seviyesinde büyük başarıları olan bir Alman hoca getirince, hiç olmazsa gurbetçi oyuncular konusunda ekstra bir başarı hedefleniyor diye düşünürsünüz değil mi? Ancak o konuda da açıklamalar hiç tatmin edici değil. Türk spor kamuoyu son 15 gündür Yusuf Demir’in durumunu merak ediyor. TFF cephesinden gelen tek açıklama, Yusuf’a gidildiğinde oyuncunun Avusturya Ümit Milli Takımı’nı seçtiği yönünde. Sayın Büyükekşi, Altıntop, Kuntz, Özdemir, Güneş ve spor kamuoyuna soruyorum buradan öyleyse: Ferdi de Hollanda U21 milli futbolcu değil miydi? Salih Özcan da Almanya U21’in yıldızı değil miydi? Demek ki ümit milli takım tercihi, son karar değil bazen. Siz Yusuf Demir ve Ercan Kara’ya bir buçuk yıl önce A milli takım daveti yaptınız mı? Yaptıysanız ne yanıt aldınız? Paylaşabilir misiniz lütfen kamuoyuyla bu bilgileri tüm şeffaflığıyla. MiLLi TAKIM iÇiN 650 BiN NÜFUSLU LÜKSEMBURG’DAN DERS ALMALIYIZ Bugünden tezi yok, TFF toplanmalı ve milli takımların geleceğiyle ilgili sağlıklı bir yol haritası çizmeli. 1980’lerin zorlu koşullarında dahi vizyoner kararlar alan Şenes Erzik orada, gerekirse ona danışılmalı. A milli takımın başına CV’si bu iş için uygun bir teknik adam getirilmeli. Ümit millilerin başına da bir sonraki A takım hocası olmasını umut ettiğimiz bir genç isim. 650 bin nüfuslu Lüksemburg’un milli takım yapılanmasının dahi bizden 10 kat doğru olması bizim için büyük bir ders. Uğur MELEKE / Hürriyet