Bu yazı, Attila Gökçe ağabeyimizin can, mal ve üretimde sebep olduğu kayıplar nedeniyle belimizi büken korona günlerine “bardağın dolu tarafından” bakarak “kazanımlarımızı” kaleme aldığı yapıcı analizine katkı değil, iki somut örnekle naçizane bir dip nottur sadece…

Evet… Atalarımızın söyleyip Gökçe’nin altını çizdiği gibi “bir musibet bin nasihatten iyidir” ve epidemi musibeti sporumuzdaki vahşi rekabeti dizginleyerek, dayanışmanın faziletlerini hatırlatarak felaketi nasihatler ile bir ölçüde katlanılır kılmıştır…

Beşiktaş Başkanı sayın Ahmet Nur Çebi seçileli sekiz ay dolmadı ve bu kadar kısa bir süre bu kadar sorunlu bir kulübün başkanını değerlendirmek için yeterli değildir ama sayın Çebi’nin yaptıkları yapacaklarının garantisidir!

“Enkaz edebiyatı” yani.

Sanki kıyasıya yarışta Serdal Adalı ile Hürser Tekinoktay’ı geçip 34. Başkan olmadı da arkasından ittiler sayın Çebi’yi… Sanki seçildikten sonra kürsüden ilk cümlesi “Beşiktaş’ta yepyeni bir dönem başlıyor” değildi.

“Eski”ye takıldı kaldı.

Futbolu Sergen Yalçın’a zimmetleyip, mali hezimeti Fikret Orman’a yükleyen sayın Ahmet Nur Çebi’nin bugüne kadar ana gündemi eski başkan oldu.

Beşiktaş’ın başkanlık koltuğu icra makamı değil, şikayet makamıydı sanki.

Belki haklıydı…

Lakin, kulübe ve takıma faydası sıfırdı.

Yine de Fikret Orman’ı şikayet etmeye doyamadı.

* 29 kasım 2019… Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, kulübün eski başkanı Fikret Orman döneminde ciddi şekilde israf yapıldığını belirtti.

* 10 ocak 2020… İbra edilmeyen eski başkan Fikret Orman için “Tamamen Beşiktaş Futbol A.Ş.’yi taahhüt altına sokan kararlar alınmış ve bu imzaları başkan Fikret Orman atmış. Fikret Orman çıkıp açıklamalı, kendisi aklanmalıdır” dedi.

* 14 şubat 2020… Divan kurulu toplantısında yarım saatlik konuşma yapan Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, Fikret Orman’a çattı ve “Onun kaçtığı gibi ben kaçmadım. Maalesef kendisi burayı yüzüstü bırakarak gitmiştir.” dedi.

* Çebi, kulübü zorluklardan çıkması için tek yolun bağış kampanyası olduğunu dile getirdi; o da salgına kurban gitti.

Sekiz ay böyle geçti ve nihayet müjde geldi sayın Çebi’den ”Lig bitene kadar sekiz hafta susuyoruz ve sadece sahadaki oyunu oynuyoruz.”

Beşiktaş’ta Çebi dönemine bakıyoruz; takım Sergen Yalçın payandası ile ayakta duruyor, kulüp battı batıyor.

Hani “yepyeni dönem”?

Size bir şey söyleyeyim mi… Korona salgını yaşanmasaydı Beşiktaşlılar bile “cambaza bakmaktan usanır” dinlemezdi sayın Çebi’yi… Sadede gelindiğinde, çok erken olmasına karşın başkanlığı tartışılıyordu şimdi.

Sayın Çebi, enfekte olup Koronavirüs’ün eziyetine katlansa da adeta yaşamına anlam katan Beşiktaş Başkanlığında üzülse de yıpransa da kazasız belasız sürdüğü için “salgından kazanımı” kayıplarını geçer ince hesapta.