Ligler başlayacakmış. Siyasi erk ile TFF arasındaki yakar top savaşında top Nihat Bey'in elinde patladı. Hoop ‘’biz görüşlerimizi bildirdik ama federasyon verdi kararı’’ ya geldi iş... Nihat Bey'in bu konuda çok fikri olduğunu kiminle ne dansı yaptığının farkında olduğunu düşünmüyorum. Tek adayla girdi seçime zaten. Tek adayla da gidecektir. Bunlar olur bazen. Yapacağın da çok şey yoktur. Kafanı eğer işini yaparsın.. Ama öyle tipler var ki ülke futbolunun sahipleri, en düzgünleri, en masumları, en muhteşemleri olduklarını düşünenler... Hani derbi maçı oynandığında ağızları dolu dolu "Allah Belanızı Versin" diyenler. Ya da "aman şampiyonluk kimin umrunda, kime istiyorsanız verin" diyenler vardı hani yine aynı sülaleden. Şimdi ben onları piste davet ediyorum. Bakın yılların futbol emekçisi Ercan Taner çıktı, delikanlıca "Ben bu işte yokum yaptığınız yanlıştır" dedi. Hadi bekliyorum o adalet savunucularını, 1 hasta açıklanmışken dünyayı ayağa kaldıranları şimdi hergün 2000 ek hasta raporlanıyor çıkın hadi konuşun... Kendi ülkesinin gazetelerine bizim hükümetimizi sertçe eleştiren (sonra R yapsa da) kalecinin de bekliyorum ne diyeceğini... Ama daha çok beklerim sanırım. Bunların hayatı böyle, oyna devam... Net söyleyeyim korkaktırlar ve korkarlar. Lig böyle tescil edilir de Trabzon şampiyon olur diye korkarlar. Yok lig iptal olur da başkaları ŞL’ye gider diye korkarlar. Düşünün, o camianın 3 puan önde olduğu durumda böyle bir karar alınsa, onlar yine böyle sessizce kalıp deve kuşu misali kafalarını kuma gömerler miydi? Dünya ayağa kalkardı dünya. Oysa şimdi? Daha önce ‘’ne demişim kimlere ne gider yapmışım ne şovlar yapmışım ama şimdi çıtım çıkmıyor’’ hiç önemli değildir onlar için... Ne diyelim? Allah ıslah etsin...

Bize gelince...

Sağlık konularını kenara bırakıp saha içini konuşur isek, liglerin oynanması çok iyi olacaktır. Kaleci başta olmak üzere gençlerin performansını görmek için bulunmaz bir fırsat. Avrupaya gitmenin çok da cazip olmayacağı önümüzdeki yılda, oynatacak kaç kişimimizin olduğunu görmek ve yeniden yapılandırmanın temeline kimleri koyacağımızı bilmek için bulunmaz nimet bu 8 hafta. Sergen hoca için de baskısız, sakin geçecek, kendi taktik şablonunu oturtacak bir zaman dilimi olacaktır. Transfer konularının daha net konuşulacağı ve eksiklerin daha net tartışılacağını da belirtelim. Transfer demişken önce gidecekler... Gönül ister ki Gökhan Gönül 1-2 sene daha kenardan destek vererek (15 maç) bu kulüpte kalsın. Ama Caner ile birlikte gideceği dedikodularını çok duyuyoruz. Menajer oyunu mu gerçek mi bilemem ama o camiada daha fazla arkadaşlarının olduğu ve kendilerini daha rahat hissedecekleri kesin. Diğerlerinin yaptığı gibi gidip dolar atacak değiliz tribünden. Geldiler, namusları ile efendi gibi hizmet ettiler, iyi oynadılar kötü oynadılar ama armaya ters gelecek durumların içine girmediler. Kah geç kah zamanında paralarını da aldılar. Allah razı olsun yolları açık olsun. Gönül daha da çok ister ki seneye bu takımda Lens, Mirin, Roco, Douglas, Diaby, Rebocho, Boateng olmasın. Vida yerine daha az maliyet ile Marcelo olsun. Adem kendine gelecek ise dursun yok ise uzasın. Güven kiralansın da bir  bakalım et mi tavuk mu? Atibaba'ya ayıp edilmesin dursun abilik yapsın. Aynı abiliği Elneny için Arsenal yapsın. Bunlar içerdekiler. Dışarıya bakarsak yağmur duasından başka seçenek yok gibi. Maliyeti düşük ama performans olarak çok yüksek oyuncu bulmamız şart oğlu şart. Gelenler yüksek ihtimalle genç ve gelecek vaaden isimler olacaktır ki burada taraftara düşen iş sabır gösterip devamlı destek atmak. Denizin bittiği zamanları yaşadığımızı düşünürsek başka da çare yok gibi.

Herkese sağlıklı günler dilerim...

Duhuliye.com