Şeref Nasır'ın açıklamaları şu şekilde:

"Hakikaten çok üzücü bir divan toplantısı yaşadık. Ben o gün de elli yıllık plaket ve altın rozeti almıştım. Kulübümde 17 sene hizmet ettim ve bunun beş senesinde Divan Başkanlığı'ydı. Böyle bir olay... 1990 yılından beri Divan Üyesiyim hiç bir şekilde böyle bir olay yaşanmadı. Ama neden yaşanmadı? Divan başkanları, Divan yönetimi o günkü kurula hakim olduğundan yaşanmadı. Hiç bir zaman terbiye kurallarının dışına da çıkılmadı. Ama son toplantı bizi çok rahatsız etti. Yani Beşiktaşlıları tahmin ediyorum çok kırmıştır. Beni yolda bile çeviriyorlar. İnanın tanıyan dostlar Beşiktaşlı olsun olmasın soruyorlar. Bu Beşiktaş halkın takımıydı. Biz Beşiktaş'ı bunun için seviyoruz deyip sitemlerini bildiriyorlardı. Tabii üzülüyoruz, bir cevap veremiyorum. 

Şimdi olaya gelince ben yanlı değilim, tek taraflı konuşmam. Hasan Bey hiç haber vermeden geldi. Çok da iyi yaptı. Açıklamalar yapacağını söyledi. Biz de en önde oturuyorduk. Yerine oturduktan sonra Tevfik Bey, Divan başkanı geldi. Elini uzattı ama Hasan Arat elini sıkmadı. Demek ki bir kin varmış içinde. Ben o arada hemen kalktım. Bir olay olacağını hissettim. Divan Başkanına rica ettim. Bu toplantı sizin mesuliyetinizdedir. Lütfen, lütfen dönün ve toplantımızı açın. Hakim olun salona dedim ama o arada da gözü dönmüş Divan başkanına çok sinirlenmişti. Hazmedememişti demek ki o hareketi. Neyse divan toplantısı başladı. Baktım Hasan Arat tarafından bana bir şey geldi. Haber geldi. Şeref abi bizi Hasan abimiz konuşacak. Yani camianın beklediği şeyleri aydınlatacak. Ama sıralamada 17'nci sıraya koymuşlar. Bu lütfen bir divan kurulunu bir ikaz eder misiniz dedi. Hayhay dedim çünkü bana da bu durum ters geldi. Divana rica ettim. Onlarda hayır, biz böyle uygun gördük 17. sırada anlatacak dediler. Burada başkanlar toplantıda 1. sırada konuşurlar ve zaman sınırlaması da olmaz. Zaman sınırı için bir şey söyleyemeyeceklerini ama sırasını beklemesi gerektiğini söyledi Divan Kurulu.

Hasan Arat dışarı çıkmıştı fakat 17. sıraya geldiğinde salona gelmişti. Açıklamalarını yapmaya başladı ama onunda biraz agresif hissettim konuşmasını... Hasan Arat'ı 40 yıldır basketbol oynadığı dönemden beri tanırım... Kendi kendime eyvah dedim. Konuşma sırasında Hasan Arat ve Divan başkanı bir takım şeyler söylemişler birbirlerine hoş olmayan kelimeler kullanmışlar. Tevfik Yamantürk birden bire Hasan Arat'a saldırdı. Hasan Arat elini bile hiç kaldırmadı ve Yönetim Kurulu da salonu hiç anlayamadığım bir şekilde terk etti. Birden bire bir grup sahneye dalarak Hasan Arat'a saldırmaya başladılar. Arbede sırasında Hasan Arat'ı arkaya almışlar meğerse polisler koruma altına almış... Üzücü bir durum.

Ben Beşiktaş ahlakına, terbiyesine binaen konuşuyorum; bu durum hoş olmadığı için Divan Başkanından kulağıma gelen bazı söylentiler de var Disiplin Kurulu'na şikayet edeceklerine dair üyelerin. Divan Kurulu'na tek bir tavsiyem oldu; grup şeklinde istifa edin. Hiç olmazsa diğer olayın önü kesilmiş olur. Ama bu hareketi de Divan yönetimi yapmadı ve iş buralara kadar geldi. Çok üzgünüz biz Süleyman Seba döneminden beri Beşiktaşımıza hakimdik. Hiçbir zaman bu tür şeyler olmadı. 

Beşiktaş'ın bu durumu Galatasaray'ın Divan Kurulu'nu enterese etmiyor. Ama bildiri yapacaksa da kendi bildirisini yapmadan gelir, bir konuşma yapabilirdi Divan Başkanı'yla ya da kulüp başkanıyla ama hiçbir şey yapmadı. Bu durumda çok yara aldık. Çok sevilen ve sayılan bir kulüptük. Üyelerimiz şerefli 2.likler tabirinden gelen kişiler bu günlere kadar. Bu yara nasıl geçer bilemiyoruz.

duhuliye.com

Hbr1903

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..