Spor kulubü yönetimi başka birşey. Ülke olarak henüz tanışamadığımız bir seviye. Her alanda olduğu gibi bu tarafta da yönetimsel olarak çok gerideyiz. Spor kulübü ama özellikle futbol yönetimi anlayışımız elin oğlunun çok ama çok gerisinde. Diğer camialar için de bir çok örnek verilebilir ama biz Beşiktaş’a baktığımızda her şey apaçık ortada. Yönetilemiyor!!!

Kimse bunu kişilere indirgediğimi düşünmesin çünkü bu anlayış sorunu. Organizasyonunu bilimsel temellere dayandırmadığın profesyonellerin eline bırakmadığın sürece bir ileri iki geri olmak zorundasın.

Soralım, mevcut Beşiktaş başkanı ve yönetimlerinin en önemli övgü kaynağı nedir kendilerine göre? Stad yaptık! Eee bu inşaat işi! Bildiğin demir, beton ıvır zıvır inşaat ve doğal olarak finansman. Müteahitlik yani. Fiziki bir yapıyı bitirmek ile ilgili herhangi bir yönetimin kendine övgüler düzdüğünü diğer dünya kulüplerinde görebilir miyiz sanıyorsunuz? Mesela Arsenal... Başkanı yeni stad bittiği için kafada baret elde kürek fotoğraf veriyor mudur? Tabi ki vermez. Çünkü o fiziki bir yapıdır en nihayetinde.

Bizim ülkede futbol kulüpleri ezelden beri iş adamlarının arka bahçesi olarak kalmış. Hala da öyle. Sporun ‘’S’’ sini bilmeyen, parasal anlamda güçlü, bürokratik olarak bağlantısı olan, bunların desteği ile hakedilmemiş bir karizma yapan abiler hep yönetici ve başkan olarak karşımıza çıkmakta. Dünya ve özellikle Avrupa'daki bir çok takımdan çok para döndürmemize rağmen saman alevi gibi parlayan başarılar haricinde herhangi bir sürdürülebilir gelişme kaydedemiyoruz. Çünkü adamlar önce organizasyonu kurup sonrasında görev alacakları belirliyorlar. Biz ise 'hop ben yönetimi aldım benim dediğim olacak' diyenlere muhtacız. Bu şartlarda Beşiktaş kulubü de hem parasal hem de bürokratik olarak diğer ezeli rakiplerinin gerisinde bir portföye sahip olduğu için hep vur kafasına al ağzından lokmayı statüsünde. Yapılan işlerin çoğu inanın boş.

Sahadan küçük bir örnek, bir arkadaşım geçenlerde sayın Orman için 'hoca seçiminde hiç hata yapmadı' dedi. Bence haklı Aybaba, Bilic, Güneş ve son olarak Avcı hep doğru hamleler. Yeter mi? Yönetemez isen Guardiola bile yetmez. Samet hocadan beklenti yoktu çoğu kendi çabası ile gemiyi limana yanaştırdı. Aynı şekilde Bilic kendi karizması ile bir yere kadar getirdi o kadarına yetti. Güneş ise ilk iki sene rakip zayıflığı ve miras kadro iskeletinin üstüne hafif eklemeler ile şampiyonluk yaşadı. Eee? Ya sonra? Devamında ne oldun? Çok net bir durum var son 5 sene için. Organizasyonel istikrar ve bilinç olmadığından yukarda adını saydığımız bu kullar bir yere kadar idare ettiler. Her şeyi bu insanlardan beklediğinizde onların kapasitelerine kaldıramayacakları yükler bindiririyorsunuz demektir. Aynı şekilde bugün de sahnede Avcı var. Başkan çıkıp en büyük tarnsferimiz hocamız diyebiliyor. Neden? Çünkü her şeyi ondan bekliyor da ondan.

Yaşanan Orhan Ak krizini bile öngöremeyip işlerin saçma sapan hal almasını sağlayabiliyorlar mesela. Ama suç onların değil. Seçimde başkanlıkta yarıştığı rakipleri Gareth Bale’i getiricem tahhaüdü ile çıkabiliyor ortalığa. Nasıl diye sorulduğunda da 'menejerliğe eski hocamız Toshack’I getireceğiz ve onunla konuştuk o da Bale beni kırmaz tutar kulağından getiririm dedi' diyebiliyor. Saymakla bitmez de hakikaten boş işler hepsi. Camianın hiç bir tarafında yapılan işler planın programın sonucu değil. Saldım çayıra, mevlam kayıra tadında.

İşte tam da burada biz taraftarlara, sporseverlere sadece kendimiz için çok önemli ipuçları çıkıyor. Bu düzen değişmedikçe, profesyonel bir alt yapı kurulmadıkça, bu işin başında spor yönetimi uzmanları olmadıkça, kendimizi üzmeye , hırpalamaya gerek olmadığını düşünüyorum.

Tabi ki (özellikle) Beşiktaş taraftarlığı başkadır, içinde yaşattıkları öyle telkin ile söz ile değiştirilemez ama farkındalığın olması bile hepimiz için çok önemli.. Lütfen artık kabul edelim (herhangi bir kimseyi suçlamadan ve de hedef göstermeden) şu anda kulüp yönetimi organizasyonunda hakka sahip olanların hiçbiri ne yazık ki bu camiayı bundan sonra bir adım öteye götürecek yetiye sahip değillerdir. Ne spordan ne de sporcudan gram anlamadıkları gibi taraftarın duygularını okumaktan acizlerdir. Ne yazık ki spor yönetimi konularında eğitimsiz ve ön görüşsüzlerdir.

Ha yerlerine gelecek kişi ya da kişiler kim olur diye soranınız olur ise, ülke gerçeklerini ve şartlarını bir de üstüne kulüp yapısını düşündüğümde, cevabım ancak yel değirmenlerine karşı savaşan Don Kişot ve yardımcısı Sancho Panza olacaktır.

Allah hepimize akıl, fikir ve de sabır versin.