İlk yarı tamamlandığında üç gol vardı ama ‘’günümüz futbolu’’ diye anılan oyundan bize ne kalmıştı? Sabaha kadar analiz yapılsa da devre, ilk golün magazininin önüne geçemez! Onca para verip alınan iki yabancı oyuncu kuralı bilmiyor ve gol oluyor!

Komik… Beri yandan sık sık tekrarlanır; ‘’Ülkede üç Türk (yerli) futbolcu yok’’.

İlk gol magazin… İkinci gol, kaleye yaklaşamayan Emir Gültekin’in çaresizce vurduğu top! Ki, ülkede buna ‘’şahane gol’’ de deniyor…

Sadece üçüncüsü gol gibi gol. Taşıma, -ki paslaşarak geçmeyi tercih ederim - ayağa bırakma ve boş kaleye son vuruş. Peki takımların düzen, tertip, oyun anlayışı ya da ‘’felsefesi’’? Onlardan eser yok.

Oradan oraya savruldu

Haydi, İstanbulspor ligin yenisi ve dar bütçelisi. Ya Beşiktaş? Üstelik sahada ‘’günah keçisi’’ Necip Uysal da yok! Josef De Souza yokken ön alanda daha iyi görünen Beşiktaş onun varlığında ‘’ortalama bir takım’’a mı dönüştü acaba?

Ya da bu nedenle Salih ve diğerleri mi sıradanlaştı? İkinci devrenin ilk 15 dakikası ilkine rahmet okutur ritim ve ‘’zenginlikte’’! Futbolu çağrıştıran neredeyse tek şey ‘’futbol topu’nun oraya oraya savrulması.

Sonunda 86. dakikada Özkan Öztürk’ün deyişiyle ‘’olağanüstü bir gol’’ daha!

Oyun, düzen yok ama golün ‘’olağanüstü’’sü var… Ve son düdük çaldı, oynanamayan oyunun verdiği acı bitti

Cam DİZDAR / Fanatik