Şenol hocanın ilk maç 11'i ile imza töreninde konuştuklarına baktığımızda, iyi analiz edilmiş bir çalışma görüyoruz... Teknik takip, fiziki takip ne aklınıza gelirse...
Rosier ve Masuaku'nun haftalardır yaptığı bireysel hataları yazmış bir kenara, bir de kendi gözlerimle göreyim demiş adeta...
İlk yarı sahaya sürdü, denedi, baktı, Radyasyonun kaynağını buldu, kapattı vanayı!!! İkinci yarı ikisini birden kesti yani...
Ersin'e gelir gelmez neşter vurmasının sebebi bugüne kadar yediği gollerdi. Böyle goller yenmez o yüzden sen biraz dinlen kardeşim dedi...
Belki de bu Ersin'e büyük kamçı olacaktır. O işte top, hocada artık... Kanatsız maça başlamasının mesajları vardır belki ne dersiniz?
Siz böyle savruk ve amaçsız oynarsanız gözünüzün yaşına bakmam teması vardır tercihlerinde kim bilir?
N'Koudu ve Nathan'ın yaptığı ortaları öbür korner bayrağının oradan toplandığını gördükçe haksız da sayılmaz hani...
Toplantıda söylediklerinin anlık çıkış olmadığını hepimiz biliyoruz... Beşiktaş camiasındaki günlük konuşmalarla kulağı iyice dolmuş..
Hocam Beşiktaş'a kendini iyice hazırlamış anlayacağınız. 7 den 70 e herkesin gelmesinde hem fikir olduğu bir adam yerine koyuyorum kendimi, ben de çalışırdım...
Net... Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurumaz lafı bile özenle seçilmiş...
Şenol Hoca hoş gelmiş sefa gelmiş...
CEYHUN KAZANCI'YA BALOTELLI MODELİ!
Ceyhun Kazancı'nın Şenol hoca gelirse ben giderim cümlesi, öyle bir söz söylenmediği halde, Balotelli'ye Sergen Yalçın'ın 8 sene önceki sözlerini dinletip ona karşı doldurma ve tavır alma hamlesi gibi yansıtılmış Şenol Hoca'ya.
Yoksa bir hoş geldin toplantısı ve imza töreninde çalışma arkadaşı olacak vatandaşa sert ve önceden hazırlanmış sözler neden söylesin ki?
Ceyhun'u tanımadığını kendisi de söyledi... Hoş! Ceyhun Kazancı da yaptığı yanlış hamlelerle taraftarın tepkisine çanak tuttu ya...
Şenol Hoca'nın konuşması o tepkilerin tezahürü zaten..
Velhasıl Aman hocam sağın solun gazına gelecek yaşı geçtin zaten de, Devir trol devri... İki dakikada hava bulanıyor.
Ne olur ne olmaz diye not düştüm buralara.
Her lafa inanma Allah yanında olsun...
MULEKA VE RIZA HOCA MEVZUSU
Hafta Şenol Hoca'nın haftası ya, Şenol Hoca'dan devam ediyoruz. Düzenlenen basın toplantısında, Muleka'yı çok beğendiğini söyledi Şenol Hoca.
Lakin ilk maçında, son üç beş dakikada görev verdi kendisine. Gayet doğaldır beğendi diye oynatacak diye bir kural yok tabi ama hal böyle olunca, Coşkun Özarı'nın, milli takım antrenörüyken, kampta futbolcularla yaptığı toplantıda Rıza Çalımbay'ı anlata anlata bitirememesi ve ertesi günkü maçta görev vermemesi geldi aklıma...
Rıza çok iyi oyuncu, mükemmel profesyonel, herkes onun gibi olsa falan ertesi gün kıymalı patates...
Tabii ki Şenol Hoca, Muleka'dan faydalanacak ve en iyi topçularından biri yapacaktır da, Muleka'yı beğendiğini söyleyip oynatmayınca, Rıza Hoca mevzusu depreşti aklımda birden.
Sizinle paylaşmak istedim hepsi bu.
GİDİN ÖTEDE OYNAYIN
Bazı kanallarda, bazı yorumcular, Şenol hocanın, "Arda Güler ülkenin en yetenekli oyuncusu ama yedek kalıyor, bunu kimse konuşmuyor" laflarını alıp Fenerbahçe düşmanlığı devam mı ediyor diye söylenerek program yapmış olmaları garibime gitti...
Millet neleri kovalıyor? Bence bu söylemlerden Beşiktaş düşmanlığı çıkıyor, Fenerahçe değil. Yapın matematiği bulacaksınız denklemi!?
Beşiktaş hocasının Fenerbahçeli bir topçuyu övmesi nasıl düşmanlık olarak algılanabilir ki? Adam köhneleşmiş sistemi eleştiriyor.
Kimin arabasına biniyorsanız onun kornasını çalıyorsunuz diyor. Ne düşmanlığı? Resmen yargı dağıtıyor... Hadi!
Fenerbahçe'de şimdi her şey iyi gidiyor. Açsanıza böyle bir mevzu, Arda Güler için methiyeler düzüyordunuz bir ara, konuşsanıza çocuk için.
Böyle bir yetenek paslanıyor bir adam yüzünden desenize! Adam bu nabız/şerbet meselesini sermiş ortaya, yancılık yapmayın diyor.
Düşmanlıkmış, karıştırıyorsunuz karıştırıyorsunuz bıkmıyorsunuz.
Gidin ötede oynayın...
Alen MARKARYAN / Akşam