Oynama iştahını yakaladığımız son iki haftanın yörüngesini bu geceki Göztepe maçında tam olarak belirleyeceğiz. Ya tam tur dönüp, dünyaya yaklaşırız, Ya da kara deliğe girip uzayın boşluğunda kayboluruz. Bakalım, bakalım... Normal şartlarda ev sahibi takım maç başlar başlamaz atak ve baskılı oynayıp, karşı alana yerleşir ya, Bu sefer tersi oldu. Göztepe çok adamla gelip, bir iki dakika bizim alanda kaldı. Beşiktaş'ın pas trafiğindeki anlaşmazlığı da değerlendirip, daha ikinci dakikada öne geçtiler: 0-1. Golden sonraki sahaya yayılışımız ve pas trafiğimiz, Pazar günlerindeki İstanbul trafiği gibiydi. Köprü yolları kapalı, ara caddeler bomboş!!! Bitirici toplar atılamıyor, arka tarafta tenha sahalar bırakılıyordu. Sonra buzullar çözüldü, sular yükseldi. Yine normal şartlarda Ndiaye hakemi aldatmaya yönelik hareketten sarı kart görmeliydi. İkili bir itiş kakışta Muhammed Ali'den yumruk yemiş gibi kendini yere attı. Kıvrandı, durdu. Numaracı seniiiii! Adam gibi hakem olsa sarıyı yapıştıracak. Tabii bu davranış harladı takımı. Rıdvan'ın uzun pasıyla başlayan Oğuzhan'ın ara pasıyla devam eden ve Larin'in akıl dolu vuruşuyla son bulan mükemmel bir gol seyrettik. Ve sonra yine hakem. Yine çadır tiyatrosu ve yine rezalet bir penaltı ve yine içine edilmeye çalışılan bir futbol. Hakemlerin bu insafsızca Beşiktaş'ın üzerine gelmelerinin hesabını Ahmet Nur Çebi ivedilikle sormalı, Nedenini futbol baronları açıklamalıdır. Atılan penaltıyı kaleci Ersin kurtarırken, hakeme de tokat gibi bir cevap veriyordu. İkinci yarının başında, Beşiktaş'ın etkili oynadığı dakikalarda Göztepe sahasına kamp kurmuşken yarattığı faullerle Beşiktaş'ın hızını kesen de yine aynı hakemdi. Bakınız Halil Akbunar'ın pozisyonu. Kümeleşmenin ve kapanmanın olmadığı hızlı olmaya çalışan bir oyun seyrediyorduk. Akıllı hamleyi yapan kazanırdı. Bir de akıllı ayakları olan. Geçen senenin gizli bahçesi, bu senenin kayıp bahçesi Ghezzal. Geçen hafta Szalai'yi futboldan soğuttuktan sonra dün gece de eski günlerine yavaş yavaş dönmeye başladığını, ceza sahası dışından attığı kendine has golle gösterdi. Şapka, ceket, palto ne varsa çıkarın!: 2-1. Batshuayi'nin istekli ve verimli oyunu, Pjanic'in her hafta yükselen grafiği yine Ghezzal'ın direkten dönen frikiği ve üçüncü golü aramamız ve Ersin'in kalesinde devleşmesi göze, yüreğe hitap ediyordu. 81'de Rosier ikinci sarıdan atıldı. Atılmasına bir şey demiyorum ama bu kadar kolay kart gösterilmesi hakikaten çok tuhaf. Evet. Bu maç bitti. Dünyaya doğru yaklaşıyoruz. Hadi hayırlısı. Alen MARKARYAN / Akşam