Altan Tanrıkulu'nun açıklamaları şu şekilde: 

Maçın başı ile sonu çok farklı. Çok iyi başlayan hatta ilk yarı bir gol atan, bir penaltısı VAR’dan ofsayt ile dönen, bir golü kıl payı ofsayt diye dönen ve rakibede hemen hemen üzerine gelme şansı tanımayan bir Beşiktaş. İkinci yarının başında yediği gol, oyunun tamamen beraberliğe doğru götürmeye çalışan bir Hatayspor vardı. Beşiktaş’ta biraz bilinçsizce doldur boşaltlarla, kanat akını yapmaya, ikil ipaslarla gelmeye çalışıyordu ama çok etkili olamadı.

Bütün bu denklemin içinde son golü yemeyeceksin. Bu Valerien İsmael’in, oyuncuların şeyini geçtim Beşiktaş olarak hafta içinde Düzcespor’a kendi sahasında elenmiş bir takımdan o ikinci golü yemeyeceksin. İzin vermeyeceksin.  İkinci gol kaleci tarafından kurtarılmasına imkân olmayan gol, büyük bir savunma hatası oralarda rakibine bu kadar top oynatılır mı?

Beşiktaş adına puan kaybı ve yenilgi beklemiyordum benim beklemediğim yenilgiyi Volkan Demirel galibiyet olarak beklemiyordu çünkü Beşiktaş’ı yenecek öyle bir gücü yok, bir daha oynasınlar Beşiktaş yener.  İlk gol sonrası açıkçası Volkan Demirel düşünmüştür, çok ezilmeyelim belki ikinci yar ıbir gol sıkıştırırız. Devrede futbolcularına “beraberliği kuratarabiliriz ama ikinci golü yemeyelim” mutlaka demiştir.

Beşiktaş neden düşüyor? 

Redmond temposu olan bir oyuncu değil, Muleka çok aşırı derecede teknik değil ama güçlü bir oyuncu. Salih’de çok fiziksel bir oyuncu değil ama topu akılcı kullanıyor. Hem Muleka hem de Salih çıkınca oyunun yapısı değişti, farklı bir yapıda Beşiktaş oluştu orta sahayı boşalttı. Gedson belki Karagümrük maçı iyi oynamıştır, Josef hiç ortada yok Beşiktaş denkleminde Del Alli’li zaten hiç saymıyorum, Ankaragücü deplasmanında attığı gol dışında. 

Beşiktaş’a ne yararı var anlamadım sadece parlak bir ismi var. Bu kadar oyuncunun olmadığı bir yerde, Valerien İsmael’de acayip çalıştıran bir teknik direktör teknik ve taktik tartışırız ama bu çalıştırmada bazı oyuncular yapısal olarak oraya gitmiyor, oyuncu yüklemeyi alamıyor.