Eleştiri

Önce olumsuzdan başlayalım. Şenol hoca yaklaşık 100 gün kamp yaptı bu takımla. Dün ilk 11’e 4 yeni isim (Amir,Abu,Colley,Onur) eklenmiş idi. Kaleci Mert’in de sakatlıktan kurtulduğunu düşünürsek eskiye göre ilk 11’de yeni 5 isim. Maxim de sonradan dahil oldu etti 6. Yani diyeceğim odur ki takımın da büyük çoğunluğu yenilenmiş durumda. Sonuç? Sezon başından daha ağır daha pısırık oynayan bir oyuncu grubu. Ligde puan farkı dağ gibi olurken kupada çaktırmadan dışarıda kalmış durumdayız. Derdim ya da niyetim İsmaeldi Aliydi Veliydi tartışması alevlendirmek Şenol hocayı bu açıdan yıpratmak değil elbette. Ama bir yandan da sormadan edemiyorum, nerede Bursapor’a oynattığı top? Yada hala tartışması bitmeyen 2010-11 sezonundaki Trabzon? 15-16, 16-17 sezonundaki Beşiktaş? Topu ayağında süratle gezdiren kaptırdıktan 3-5 saniye sonra da  geri kazanmış olan, rakibi iyice sahasına iten takımlar? Ha bu arada anlattığımız bu takımların en yenisi 7 sene önce idi. Onlardan beri Şenol hoca ve başında bulunduğu takımlar yokuş aşağı gitmekte. Avrupa şampiyonasında 1980 lerin milli takımı gibiydik hamdolsun. Sonrasında Dünya Kupası eleme gruplarında Kuntz gelene kadar ki futbol da gözlerimizi yakmış idi hatırlarsanız. (Kuntz’dan sonra iyiyiz anlamı çıkmasın) Anlayacağımız sayın Şenol Güneş kariyer olarak düşüşe geçmiş durumda. Oynattığı futbolun kişiliksiz olmasının yanında oyuncu tercihleri ile de güven vermiyor. Ayrıca oyuncu ilişkilerinin de doğru düzlemde olduğunu düşünmüyorum.

 5 ay önce bu takımın pozisyon itibari ile değişmeyecek iki oyuncusunu sorsan sağ bek ve sol stoper derdin herhalde. (Ghezzal değerlendirilemez değerlendirmeye alınması teklif edilemez). Hocam maşallah gelir gelmez taktı bu iki oyuncuya. (Getirdikleri kötü demiyorum konum o değil).. Şimdi de Nkoudu ile ilgili gitsin diye söyledikleri. Ben Nkoudu’ya bayılmıyorum. Bence sezon başı gönderilmeli idi. Ama eldeki tek sol açık şu anda. Başka yok. Redmond kendi sağına çabuk 2-3 metre hareketlenip orta kesen bir normal sağ açık. Şu anda oynuyor ama yerin sahibi gelince altenatif olur ancak. Peki sol taraf ? Geri koşmayan (aman koşmasın koşunca gördük ne olduğunu), adam geçmeyen, sadece soldan atak geldi mi içeri kat edip gol arayan devşirme  Cenk’e kalmış durumda. Cenk bu takımın ikinci santraforudur. Başka da olmaz. Nerede ölmüş bitmiş topçulara can veren Şenol Güneş? Artık sabrı da kalmamış. Delle Ali’yi de bitirdi. Yahu tamam adam kötü, adam isteksiz, adam hayal ettiğimiz adam değil peki bir Muleka da mı değil? En kötü solda Cenk’e alernatif de mi olamaz? Ya Kerem Kesgin? Bir Necip olamıyor mu ? Valla ben Necip’in Kerem kadarki halini hatırlıyorum. Karşılaştırdığım da Kerem topçu kere topçu ona göre.  Dün mesela Salih tercihi benim için yanlış idi. Değil 1 asist 1 gol isterse ağzınla kuş tutsun hayalimdeki orta saha düzeninde Salih’e yer yok. 25 kişilik kadroda belki. Hadi oynattın peki çıkartırken yerine Tayfur almak nedir? Maxim – Salih değişikliğini hangi güdüsü engellemiştir acaba hocanın?

Yani özetle, yok o hoca yok bu hoca diye birbirini yiyen taraftar artık kimsenin elinde sihirli değnek olmadığını anlamıştır umarım. Şenol hoca gitsin başkası gelsin değil derdim. Eski Güneş olacak ise başımız üzerinde yeri var. Yok yaş ile gelen kaygılar, sabırsızlıklar, gelişime kapalılıklar önünü kesiyor ise hocanın ve bu sarmaldan kendini sıyaracak enerjiyi hissetmiyor ise oturup düşünmesi gerekiyor hem onun hem de camianın yetkililerinin. Tamam geçen sene Sergen Yalçın bu sene de İsmael ile yaşanan olumsuzluklar sonucu sayın Şenol Güneş’e gel kurtar bizi buralardan dedi camia da, kulubün tapusunu hocanın üzerine yapılmadığını hatırlatmakta fayda var.

Eleştirleri bir tık olumluya çekelim. Genel oyun ağır olsa da özellikle gol pozisyonuna girme sıklığı ve kolaylığı tam da ölmedik dedirtti bize. Yeni transferlerden Onur’u çok beğendim. Günümüz futbolunda sahte bek tabirine yatkın orta saha da oyun kurma konusunda yetenekli. Colley için fikrim oluşmadı ama bir iki tespitim var. Ayak işinde Saiss ile ölçülmesi mümkün olmasa da o boya posa göre oyun kurmada bence yeterli bir stoper. Dün pek şahit olmasak da asıl özelliğinin açık alanda koşu hızlanması ve sertliği olduğu tahminim var. Sadece yere yatıp müdahale etme alışkanlığı bize gol, penaltı ve kart olarak geri gelecektir.(Dün de ikinci yarı yerde boşa hamle yaptı) Amir görevini yapan gösterişsiz bir 6 numara. Sadece daha fazla öne oynamasını beklerdim. Bir de ikinci yarı vurduğu top, şiddet ve isabet olarak beklentimizi karşılasa idi 6 numara işi tamam derdik ama biraz daha bekleyelim. Maxim için ise fazla söze ne hacet tabiri yeterli. 3 kere değdi topa hem de tek değdi ne olduğunu gösterdi. Topu ayağına sakız edenler inşallah bu adamı seyredip gelişirler.

Son olarak gecenin en olumlu eleştirisini hakedenlere. Sanki yıl 90’lar 2000’lerden biri.. Yağmurlu bir günde görmüştüm seni üstünde çubukulu formalar vardı ile müthiş tribün yapıldı dün gece..Artarak çoşkuyla, düşman çatlata çatlata. Gözlerim doldu çok özlemişim kendi adıma. İnşallah bundan sonra çoğalarak devam eder. Tribün ile ilgili tek soru işaretim eski açık alt taraftaki kalabalıktı. Geçen maçta çok kalabalık olan yeni açık sanki biraz azalmış oradan eski açık tarafına geçilmiş gibi geldi. Geçen haftaki maçta tribünlerin reaksiyonları ayrı ayrı göz önüne alındığında insanın aklına organize bir iş miydi sorusu geliyor. Aman neyse bunları düşünmeyelim devam edelim , ölümle yaşamı ayıran çizgi Siyahla Beyazı ayıramaz ki…