Abdullah Avcı, İBB zamanından beri Beşiktaş’a ters geliyor. Hem takımlarının oyun karakteri hem de oyuncularının karakteri Siyah Beyazlı camia ile bir türlü bağdaşmıyor. Oyuncu karakteri yerden kalkmayan, her pozisyona itiraz eden, hakemi devamlı vicdan azabı duygusu ile başbaşa bırakan başka camialara cuk oturacak bir yapı. İlk geldiğinde fazlaca centilmen olan Adebayor’u bile ne hale getirmiş Avcı hoca. Oyun yapısı olarak da İBB zamanında kapanan çok çabuk hücuma çıkan bir takım iken Başak takımı ile her tarafta baskı yapan topa hakim olup olumlu kullanan bir hal aldılar. Beşiktaş’a karşı da her seferinde önde baskı yapıp stoperleri zor duruma sokmayı ardından Atiba’ya yapılan zaman azaltıcı pres ile topa bir türlü hükmetme izni vermiyorlar. Hiç kolay bir Abdullah Avcı maçı hatırlamıyorum. Buna karşılık Şenol hoca ise her seferinde özellikle oyun olarak mağlup oluyor. Bu gece de diğerlerinin altına koyulmuş karbon kağıdı tadında bir maç izledik. Yaptığı şok presle kaptığı topun ardından buldu golü Türiye’nin ısmarlama,kurgulama, pazarlama futbol takımı. Bana göre kesinlikle faul. Ama ilk suçlu Tolgay. Her maç bir iki adet bu işleri yapıyordu, ateşle oynuyordu bombanın patlama kismeti en önemli maça imiş meğer. Evet Şenol hocamızdan devam edelim. İlk 60 dakika takımı kafayı kaldıramadı. Geçen seneki maç gibi 3-0 olmadı ise bu sefer şans idi. Zaten o futbolun kırmızı kart cilvesi olmasa bu maç en az 3-0 biterdi. E ne de güzel oldu Başak 10 kişi kaldı ki tek puan alma şansı belirdi Beşiktaş’ın. Tam 1 ay önce Münich’de bir maç oynadık. Biz de orada 10 kişi kaldık. Rakip hoca ne yaptı ? Sağ kanatta başlattığı Mülleri ortaya ikinci santrafor gibi çekip sağ kanada Roben’i aldı mı? Sonra ne oldu? Adamlar sanki Amerikan futbolu oynuyormuşçasına yard kat edip son çizgiye inip topu ortaya yada geriye çıkartmayı denediler denediler denediler durmadılar denediler. Sonuç ? 5(Beş). Peki sayın Şenol hocamız ne yapmıştır dün gece? Başak 10 kişi kaldığı anda bence hiç de etkisiz olmayan Lens’e attı hemen kementi. Bir anda poff diye çöktü oyun. Kanatsız kaldık. Hafta içinden çok yorgun çıkmış bitik görünümlü Gökhan Gönül’e kaldı sağ kanat.Sonrası zaten Caner’in girişi ve yapılan saçma sapan mancınık tarzı ortalar.Açıkça söyleyelim.Sırf Talisca efendi oyunda kalsın diye bu işlere giriyor hoca. Sezon başından beri söyledim hep söyleyeceğim Talisca’nın olduğu Beşiktaş hep 10 + 1 oynamaktadır. Brezilyalı’nın takım bütünlüğüne hiçbir katkısı olmadığı gibi 10 kişinin sırtına binmesi ile yük olmaktadır. He kendi çabası ile götürür atar, çıkar vurur tabela yapar ya sonrası? 10 tane işçi hurra çalışmaya devam koruyalım durumu da maçı alalım. Adım kadar eminim ki bizim takımda Survivor programındaki gibi bir oylama olsa gidecek ilk isim Anderson Talisca olur. Şimdi bu 21 milyon falan konuşuluyor ya eğer arka planda 30’a 35’e anlışılmış enayi bir kulüp yoksa vallahi de günah billahi de günah o paralara.Bu adam kadro içinde tutulmak, kullanılmak isteniyorsa şimidien uyarayım ya gelecek sene de bu takım için kayıp olur yada bu arkadaş 5'inci hafta yuhalanır. Eğer 21 milyonu var ise kulubün, fırtına gibi bir 10 numara bir de tabelacı bir santrafor alınır o paraya.

Son olarak bu maç ile ilgili belirtelim ki gecenin kötülerinde Talisca yanlız değil. Negredo, Atiba, Tosic, sonradan giren Love ve Ozi de hiçbir katkı vermediler. Ama bir Adriano seyrettik ki evlere şenlik. Ben bu kadar kötü bir solbek performansını bir Gökhan Süzen varken seyretmiş idim.

Evet bence şampiyonluk çok zor. Daha doğrusu bu ülkede her şey olur tabi. Çıkar 8'de 8 yaparsın şampiyon olursun. Bu FB dahil herkes için geçerli. Fakat bu Beşiktaş’ın sezon başından beri Türkiye liginde ortaya koyduğu oyun, yaydığı enerji şampiyonluğu hak etmekte midir? Bunun cevabını aklı selim Beşiktaşlılar zaten vermiştir. Şu anda istek, konsantrasyon, oyun kalitesi, özveri olarak çok doğru yerde Beşiktaş futbol takımı. Bu taktik anlayışı bu kadro seçimindeki evlat ısrarı, kurtlar sofrası olan bu ligde seni ancak üçüncü yapar. Olsun herkesin canı sağolsun her zaman şampiyon olacaksın diye bir şey yok. Ama Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyip bu sene yaptığın pazarlama çalışmasını seneye de sürdüremezsen kayıp büyük olur. Avrupa Ligi'nde senin suratına bakmazlar. Mali olarak zora girersin. Sonra o evladımız gibi gözünün içine baktıklarımız bize Manchester’dan Monaco’dan, Çin'den el sallarlar.