Futbol farklı kültürdeki insanları  bir noktada buluşturan bir spor dalıdır. Bu spor dalı bir çok kişiye iş sahası açtığı  gibi iyi yönetildiği taktirde kulüplerin ciddi bir gelir kaynağıdır. Milyonlarca kişiyi dünyada peşinde koşturan bu spor dalını  iyi yönetenleri görebiliyoruz. Peki bizim ülkemizde insanlar neden sormaz  bu kadar kasa girdisine karşı  kulüpler neden  batma noktasında diye? Aslında sorunun cevabı çok basit.

Sporun içinden gelen insanlar bu göreve soyunmadığı sürece bu devran böyle sürer  gider kimsede şikayet etmesin. Bu gelinen durumda suçlu aramaya gerek yok. Herkes suçlu.  Kulüplere reklam olsun diye talip olacak yönetimler yerine başka sporun içinden gelenler talip  olmalı.

Sosyal medyayı çok sık  kullanan biriyim. Son zamanlarda yazılan yazıları kabul etmek mümkün değil. Ortada bir seçim yok, seçim rüzgarı estirmeye çalışanlar var. Aslı astarı olmayan dedikodular üretip yayan kişiler kendi bindiği dala zarar veriyor. İşi sadece ortalığı karıştırmak kaos yaratmak ve bundan zevk almak olan insanlara prim vermemek lazım. 

Şenol Güneş kötü hocamı tabii ki değil. Mecbur kalıyor sürekli rotasyon yapmaya, gidip kendisine sorsanız  eminim ki o da bu durumdan memnun değildir. 

Hocanın şapkadan tavşan çıkartması bekleniyor. O sihirbazın görevi. Herkes görevini yaparsa başarı gelir. Taraftarın, hocanın ve yönetimin  almayı  düşündüğü  oyunculara  karışmaması lazım.

Forma aşkı diye bir şey oyuncularda aranmaz, o eskide kaldı.Nasıl ki eski tribünün  bir daha geri gelmeyeceği gibi. Biraz eski tribünleri yaşamış kapalı tribün kapılarında sabahlayan biri olarak isterseniz bilmeyenlere o dönemleri  yaşamamış olanlara özet geçeyim.       

O dönenlerin tribün abileri çok farklıydı gruplaşmalara müsaade verilmediği gibi ,Her 12 kişi yan yana gelip  dernek veya grup oluşturmuyorlardı. 

Sete çıkan tribün liderleri  belli idi . Dostluklar arkadaşlıklar  menfaatsız,  başkanların arkasında el pençe dolaşanlar yoktu. 

Şimdi ligde  başarı sağlanamadığı zaman  boş tribünlere oynanıyor ama  o zamanlar rakip tribünler bizi taklit ediyordu .15  sene şampiyon olamadık ama takımımız  dolu tribünlere oynuyordu . 

Her sene artan bir seyirci kitlemiz vardı çünkü muhteşem bir tribünümüz  vardı. Rakibe baskı uygulayan 90 dakika susmayan futbol sahasına hiç bir faydası olmayan tezahüratlar yapılmasına tribün liderleri müsaade etmezdi. Cep telefonu sosyal medya yoktu ama iletişim mükemmeldi .
O günlere  geri dönmek mümkün değil ,  ama o dönemi yaşayan bizler bile şimdi Biz olmayı malesef başaramıyoruz. Onun için kimseye kızmamak lazım .

Şimdi adı endüstriyel futbol olan eskiden  90 dakika susmayan cefakar  taraftar yerine,  maçı  sinema,  tiyatro  gibi izleyen  gelir seviyesi yüksek kişiler  tribünde  izlemeye başladı  . Bunun nedeni  tabii ki artan bilet fiyatları tribünlere dönüp baktığımızda  foto ve selfie çeken saha içindeki oyundan kopuk  eskiden rakip topçu tribün gazabından taç atmaya korkanın yerini almış durumda . Yani uzun lafın kısası  ne yazık ki sosyal medya taraftarı çoğalmış  durumda.

Masis KUYUMCU