Şimdi size son oynadığımız Alanya maçından bir sahne anlatacağım... Bakalım ne diyeceksiniz? Hani Muleka'ya yapılan bir darbeyi, biz penaltı var mı yok mu diye tartışırken, Hemen akabinde gelişen bir Alanya atağında ofsayttan bir gol yiyoruz ya... O sahneyi gözünüzün önüne getirin... Orta sahada hakemin etrafını çeviren topçular, VAR'dan haber bekleyen hakem Golden önce penaltı pozisyonu var diyen Cenk Tosun... Getirdiniz mi gözünüzün önüne? Hah! Orada bir kişi daha var ısrarla itiraz edip hem Beşiktaşlı topçuların hakeme yoğunlaşmasını engelliyor hem de hakeme golün geçerli olması için baskı yapıyor... Peki kim bu vatandaş... Kim olacak Fatih Aksoy... Fatih Aksoy kim peki? Niye kadraja aldım... Bir çok Alanyalı oralı değilken bu cansiparane haller niye!! Biliyorsunuz bu arkadaş Sergen Yalçın döneminde Welinton'la takas edildi... Bizim alt yapıdan çıkmış A takımda da oynuyordu... Gönderildi... Yanlıştı, doğruydu o kısma girmiyorum... Dikkat edin her maçta Beşiktaş'a karşı bir eda, bir işve, bir hırs, bir triple oynuyor... Mesele tam da bu zaten... Beşiktaş alt yapısında bizim hocalar gerekli aidiyet duygusunu gençlere yeteri kadar aşılamıyorlar mı? Aşıyı o yaşta yapamıyorsak A takımda duygusuz ruhsuz oynayanlara nasıl kızacağız? Adama bak ya? Nasıl ısrarcı, nasıl tepkili... Verdiğimiz su var evladım genzinde ayıptır... Tabii ki tüm gücünle oyna, savaş... Yenmek için mücadele et Lakin irrite etme adamı... Her bir itirazda sen varsın... Buradan Beşiktaş yönetimine sesleniyorum... Madem bir takım yenilikler statüler ve kurallar eğilimindesiniz, bu işe de bir el atın... Kendini bir yere ait hissetmek ve çocuklara onu aşılamak çok şeydir hatta her şeydir... Bu çok önemli bir konu dikkatinize sunuyorum...

PEKİ GERÇEK NE?

" Mustafa'yı bu maçta oynatmayacaksan hangi maçta oynatacaksın Serdar Hoca?" lafının açılımı nedir? Bu oynayacağımız Alanya maçının önemi yok bari gençlere yer verelim onları da görmüş oluruz... Peki gerçekte olan ne? Biz Alanya'yı yenemezsek Trabzon farkı 6'ya çıkarıyor, Başakşehir bizim üstümüze çıkıyor Haftaya Hatay'ın, Beşiktaş'la ölüm kalım maçı var, Ve biz kupayı alamazsak Avrupa'ya gidemiyoruz... Milletin keyfe keder konuşmalarının bizi içine attığı paradoksa bak!!!! Diyelim ki Serdar Hoca iç sese kulak verdi; Mustafa'yı, Demir Ege'yi, gençleri oynattı ve yenildik ya da berabere kaldık... Demeyecekler mi, "Oynatacak maçı mı buldun, al işte Avrupa da gitti, Cenk varken Cenk oynar, bu Serdar Hoca'dan olmaz" diye... Kaldı ki ben takımı Serdar Hoca'nın yaptığına inanmıyorum... Serdar Hoca takımı yapsa alacağı olumsuz sonuçta yiyeceği eleştirileri bu bahsettiğimiz çocuklarla göze alır... Kesin böyledir ama ispat edemem...

"BİR ELİN VERDİĞİNİ ÖBÜR EL GÖRMEYECEK"

Beşiktaş yönetimi İnönü Stadı'nda tüzük tadil kongresi yaparken, Başka dünyaların başka zamanlarında G.Saray Başkanı Dursun Özbek bir konuşmada, 6 Şubat depreminden sonra yaşanan yardım kampanyalarını, bölgedeki tesisleşme ve konut yapımlarına atıfta bulunarak "Bari bizi bu alanda geçin" diye Beşiktaş'a göndermede bulunuyor... Bu söylem Beşiktaş Başkanı Hasan Arat'a iletiliyor ve o da cevap hakkını kullanıyor.... Yanak manak yürüyor gidiyor.... Herkes Hasan Arat'ın cevabına kitlenirken ben Dursun Özbek'in söylediklerine yoğunlaştım... Öyle bir şey yok da diyelim ki G.Saray, Beşiktaş'tan daha çok yardım yaptı... Bu söylenir mi? Afi şe edilir mi? Yapılan yardımın reklamı mı olur? Kaldı ki öyle bir şey yok... Şimdi ben yapılanları yazsam kendimle çelişeceğim... Bu işlerin reklamı olmaz Sessizce yapılır kimse bilmez ne yaptığını yürür gidersin... Bize öğretilen neydi seneler boyu? Bir elin verdiğini öbür el görmeyecek... Peki Dursun Bey niye böyle bir şey yaptı? Yetmiş yaşını aşkın bir vatandaşın tecrübeye dayalı dünyevi dokunuşları bilmemesi normal mi? Nereye ne mesaj vermek istedi de kaş yapayım derken göz çıkardı... Çok ilginç....

Alen Markaryan/Akşam