Radyo Gol'e konuşan Dalgakıran, bir çok konuda görüşlerini dile getirdi.

Vodafone Park'ın yapım sürecine değinen Dalgakıran, "Fikret Orman, 'Bu stadı öz kaynaklarımızla yapıyoruz' derdi, ben çıldırırdım! Senin öz kaynağın yok ki!

Şu anda Beşiktaş'ın 5 kuruşu yok, mevcut maaş ödemeleri dahi geriden geliyor futbolculara. Ahmet Nur Çebi görev dağıtırken en baştan 'Bu görevler biz kurumsallaşmaya giderken sizin geçici üstlendiğiniz görevlerdir' dedi arkadaşlar da canla başla çalışıyor" dedi.

Altyapıya artık mecburuz
Beşiktaş artık altyapıdan başka bir şansı olmadığını belirten Dalgakıran, "Beşiktaş 100 milyon Euro'ya yakın para harcamış bunun 10 milyonunu gençlerimiz için stat yapmaya harcasak... Biz kaynaklarımızı hunharca kullandık şimdi yeniden başaracağız yeniden inşaa edeceğiz" dedi.

Menajerler garson gibi
Menajerleri garsona benzeten Adnan Dalgakıran, "Menajerler ellerinde menülerle aynı resturanttaki garsonlar gibi bir oyuncu sunumu yapıyorlar bunu gördüm ben yani katalogla geliyorlar, gelir kaynağın çoksa bu yönüyle hareket edebilirsin ama bizim yapmamız gereken şey üretmek!

Belki bu süreç Beşiktaş'a avantaj sağladı bu anlamda. Enkazın altında kalan tek takım Beşiktaş değil" dedi.

Futbol 3'te 1'ine düşecek
Covid-19' un etkilerine de değinen Beşiktaş İkinci Başkanı Dalgakıran, "Koronavirüs ile birlikte bence futbolcu piyasası 3'de 1'ine düşecek. Adeta futbolcuların elinde esir olmuştu kulüpler. Kulüplerin gelirleri de yarı yarıya düşecek belki de...

Öyle ya da böyle ekonomiyi döndürmek gerekiyor! Kulüp bu enkazın altında öyle bir bırakılmıştı ki biz yalnızdık ama şimdi hep birlikte tüm kulüplerle bu enkazın altındayız kulüpler bu enkazın altından tek başına kalkamaz" diye konuştu.

İlber Hoca'ya bile Talisca sorusu!
Herkesin eski oyuncuları Anderson Talisca'yı sorduğunu anlatan siyah beyazlı yönetici, "Geçen gün İlber Ortaylı Hoca ile sohbet ediyoruz İnstagram canlı yayınında insanlar izlesin diye. Ama altına 'Talisca'yı alacak mısın?' diyorlar" dedi.

Başkan hep tansiyon aletiyle!
Dalgakıran, yaşanan sıkıntıyı da çarpıcı bir örnek ile tamamladı:
"Başkanın ne zaman odasına girsem yanında tansiyon aletiyle görüyorum. Bu kadar takılma diyorum."