Önder Özen'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

FUTBOL BAZEN BÖYLE SONUÇLARLA SİZE GERİ DÖNER 

Başakşehir mağlubiyetinde, Beşiktaş'ın daha ilk devrede üç tane net gol fırsatı var. Başakşehir gibi, gol yemeyen, yememiş, o maçtan sonra da hâlâ yememiş olan ekibe karşı bir devrede üç tane net gol fırsatının oluşturulması iyidir. Beşiktaş ikinci devrede bayağı pozisyona girdi. Baktığınız zaman, Başakşehir'e karşı, toplamda net veya nete yakın 7-8 tane gol fırsatı üretti. O maçın sonucunu olgunlukta karşılamak gerekir. Futbol bazen böyle sonuçlarla size geri döner.

TARTIŞMAYA KAPALI

O maç için kayıptır diyemeyiz. Ama bu maç için ben Beşiktaş'ta ciddi sorunlar gördüm.

Tabii kamuoyunun kaleciye, kaleci performansına odaklandığı malum. Onu gördüm. Barajda hata var mı? Evet var. O mesafeden 5'li baraj mıdır? Tartışmaya çok açık. Kalecinin durduğun yer barajın arkası mı olmalı? Tartışmaya açık değil, kapalı. O bir hata. Barajın arkasında bir adım daha alınır mı? O ciddi bir hata. 

RASTLANTI KOVALAMAK BÜYÜK SORUMSUZLUK 

Ama şunu da unutmayalım. 
Sadece Ersin değil... İstanbulspor kalecisi de çok ciddi bir hata yaptığı için maç 0-1 oldu. Çok ciddi bir hata. Ersin'le kıyasladığımızda daha büyük hata. 

N'Koudou'nun tek vuruş yapması hatadır. Yani, "çarparsa"ya bakmak, rastlantı kovalamak doğru değil. Orada rastlantı kovalamak bana göre büyük maceraperestlik ve bir tarafıyla da sorumsuzluk. Ben bilinçli olduğunu düşünmüyorum. Yani, fırsatı gördü ve endirekt olduğunun farkında olmayarak yapmış olabilir. Öyle olduğunu tahmin ediyorum. 

SATRANÇA BENZETİLİR AMA KARIŞTIRILMASIN

Valerien İsmael'i özellikle taktiksel anlamda, yani birinci stratejileri konusunda başarılı bulduğumu, duran top setlerini çok başarılı bulduğumu, bir zenginlik ortaya koyduğunu defalarca söyledim.

Ama futbol durmayan, sizi ilk dakikadan itibaren asla tahmin edemeyeceğiniz noktalara götüren bir oyun. Satrançla da karıştırılmasın. Satranç benzetmesi çokça yapılır ama öyle değildir. Hiç benzemez.