Üç günde bir maçları başladı, eyvallah da bu sıkışık düzene nasıl taraftar bulacak kulüpler o muamma işte.

Buna ne insan gücü ne para gücü dayanabilir.

Nitekim statlardaki boşlukları gördüğünüzde pandemi kuralları zannetmeyin.

Bu resmen cepken delik kuralları...

Üstelik bu işe ne federasyon çare arıyor ne de kulüpler formül üretiyor.

Buna bağlantılı takıma döndüğümüzde Sergen Hoca'nın sık sık maç yapmanın handikaplarını anlattığı maç öncesi konuşmasını dinleyebilirsiniz.

"Sana şans veriyorum, hadi kullan" der gibi Oğuzhan'ı ilk 11'e koyduğunu görüyoruz Sergen Hoca'nın.

Welinton, Rosier dönmüş, Ersin devralmış kaleyi.

Bir frikik olsa da Pjanic'i seyretsek diyenler altıncı dakikada muradına erdi ama Pjanic istenilen şekilde vuramadı topa.

Rakibin hareketli orta sahasına karşı daha sakin ve temkinli bir mantıkla oynayan Beşiktaş, yan ortalarla sonuca gitmek istiyordu ve istediğine de ulaştı.

En sevdiğim mevzu defans adamının gol atması...

Bravo Montero: 1-0.

İlk yarım saat itibarıyla hızlı çıkmaya çalışan Adana buna aynı süratle cevap veren Beşiktaş ve özellikle Ersin'in timeinglerini seyrettik diyebiliriz.

Maç akıcı, pozisyonu zayıf ama zevkli geçiyordu.

Demirsporlu oyunculara yakın oynamıyorduk, dolayısıyla rahat top alıyorlardı.

Bu da bizi rahatsız ediyordu.

Batshuayi bir hava topunda karıştırdı ortalığı, Vatandaş kamikaze gibi adamların içine daldı, defans ve kaleci birbirine girdi.

Ve top şarkılar söyleyerek kaleye gitti.

Sabahtan beri söylüyoruz değil mi, yakın oynayın diye! 2-0.

Bu minvalde VAR'ın başındaki hakemi kutluyoruz.

2-0'ın verdiği rahatlık, cuma günü bekleyen Altay maçı derken yeni santrforumuz yine sahneye çıktı. Rıdvanovic!

Sağdan gelen ortaya Larin'in topun üzerinden atlaması sonucu kaleciyle karşı karşıya kalan...

Golden çok gol sevincini görmeliydiniz çocuğun.

Nasıl temiz, nasıl içten...

Bir bravo da Rıdvan'a 3-0.

Duraklama devrine girdiğimizde bir frikik golü yedik.

Bu duraklama başımıza iş açacak ya!

Sergen Hoca'nın devamlı alan daraltın demesine rağmen orta saha inanılmaz boşluk veriyordu.

Anlamsızca...

Rahat top alıyorlar, rahat dripling yapıyorlar ve rahat topa vuruyorlardı.

Önlem şarttı, önlem gelmiyordu.

Onlardan birinde Balotelli durumu 3-2'ye getirdi.

Maçın bundan sonrasını anlatmak için 3 diazem hapı, 2 serinletici lazım.

Maçın berabere bitmesi ve puan kaybı enteresan ama daha önemlisi bu maçtan çıkartılacak tecrübeler.

Yazık oldu...

Alen MARKARYAN / Akşam