Çünkü yenilmeyi bir alışkanlık haline getirmek üzere olan Beşiktaş en azından küllenen ateşin içinde hala köz olabileceğini gösterdi.

Elbette alınan galibiyetin baş mimarı tartışmasız olarak Serdar Topraktepe… Beşiktaş’ta uzun süredir yapılmayanı yapıp ve Kasımpaşa maçındaki hatalarını tekrarlamayarak, her oyuncuyu doğru yerde oynatan Serdar Hoca, bunun meyvesini de aldı. Özellikle Salih’in yokluğunda 6 numarada Demir Ege’yi tercih edip, Amir’i 8 numara pozisyonuna geçiren hoca, takımın haftalardır kabusu olan topun ön bölgeye taşınması sorununu bir şekilde çözdü.

Serdar Topraktepe’nin hakkını verdik. Ancak Beşiktaş’ın Rize karşısındaki galibiyetinde büyük pay sahiplerinden biri de tribünde otuyordu. O da maç sabahı resmi sözleşmeye imza atıp, maçı tribünden takip eden Beşiktaş’ın yeni hocası Fernando Santos. Şimdi ne alaka hoca tribünde ne yapabilir diyenler olacaktır. Bunu diyenlere haklılık payı da verebilirim, fakat maç boyunca gördük ki, haftalardır ne oynadığı belli olmayan, adeta sahada gezinen birçok oyuncu yeni hocaya kendini göstermek için olsa gerek canını dişine taktı.

Şenol Güneş’in gidişinden sonra takımın başına geçen tüm isimlerin kalıcı olmadığına, kendi istediklerini yapabileceklerine inanan ve o şekilde davranarak Güneş dahil tam 4 hocayı harcayan oyuncular bu kez taşı baltaya vurdu. Şu an Beşiktaş’ın kadrosunda bulunan bütün futbolculardan daha büyük bir kariyere sahip, futbolcular gitse bile kendisinin takımda kalacağı kesin olan ve futbol dünyasında disiplini ile ünlü olan bir Santos’un bırakın kulübeyi tribünde bile oturması bile yetti. Elbette Santos’tan söz etmişken birçok ismin gelmek istemediği, onlarca ismin medyada zikredildiği bir ortamda dünyaca ünlü bir ismi, üstelik bu kadar kötü bir kadro yapılanması varken Beşiktaş’ın başına getiren Başkan Hasan Arat ve ekibini de tebrik etmek gerekir.

Şimdi sıra transferde… İlk iki transferini Baily ve Onana’yı takımdan göndererek yapan Hasan Arat ve ekibi üçüncü olarak Svensson ile tartışılan Onur ve kadro dışı olan Rosier’in yerine bir sağ bek alarak yaptı. Ancak futboldan az çok anlayan herkesin de bildiği gibi bu takıma en az 3-4 transfer daha şart. Ve bütçe konusu da göz önüne alındığında Sayın Arat ve ekibinin işi gerçekten zor. Bütün bunlar yaşanırken, insan burada bugünkü Beşiktaş’ın müsebbibi olan Ahmet Nur Çebi’ye de bir selam göndermeden edemiyor!

Birkaç cümle de Semih için! Henüz 18 yaşında olmasına rağmen sahadaki abilerine ders verir nitelikteki futbolu, Beşiktaş’ın son 3 maçta attığı 7 golün 4’ünü atıp birinin de asistini yapmış olması muazzam bir iş. Semih bu şekilde çalışmaya devam eder ise Türk futbolu yıldız bir forvet kazandı demektir. Aferin çocuk!

Kerim ÖZTÜRK