İşte Dalgakıran'ın açıklamları:

YENİ ÇARELER ÜRETMEK ZORUNDAYIZ

Bilim kurgu filmi gibi, akla hayale gelmeyecek bir şey bütün dünyadaki insanlar için. Çok farklı bir haleti ruhiye yaratacak.  Hem Beşiktaş, hem iş dünyası üzerinde sıkıntılı günler bizi bekliyor. Kulübümüz zaten ağır şartlarla boğuşuyordu, kat be kat daha ağırlaştı. Dünyada beklenen durum 500 milyon fakirlikle yüzyüze gelecek insandan bahsediliyor. Bu korkunç bir ilave. Gelişmekte olan ülkeler çok daha fazla etkilenecek ama çareler üretmek zorundayız. Yeni fikirler, yeni bakış açıları oluşturmak zorundayız. Camiamıza şunu söylemek istiyorum, yepyeni bir bakış açısı kazandırmak zorundayız.

Artık yeni dünyada yeni gelir kaynakları oluşturmak zorundayız. Mevcut gelir kaynaklarını zorlamanın çok faydası yok. Krizi fırsata çevirerek taraftarın da sistemin içine katılması, camiayla bütünleşmesi gibi farklı bir alanı harekete geçirmeye çalışacağız. Nisan ayında bazı projeleri başlatmayı planlıyorduk ama bu zamanda onları kuvvetlendireceğiz. Maliyetlerin azalacağı bir döneme gireceğiz. Bu döneme çok zayıf bi şekilde girdik ama bunun içinden çıkacağız. Beşiktaş'tan bahsederken evrensel değerlerden bahsediyoruz. Şu an dünyanın içinde bulunduğu felaketle empati yaparak durumu değerlendirmek zorundayız.

TFF VE UEFA'YA TABİYİZ

Şu anda içinde bulunduğumuz durum tam bir kaos. Her konuda belirsizlikler içeriyor. Farklı senaryolara ne gibi hazırlıklar yapabileceğimizi konuşuyoruz. Bir toplumun %60'ı virüsü kapmadıkça bu hikaye bitmez, sürü bağışıklığı gerek deniyor. Trump'un danışmanı bu iş en az 1,5 sene sürecek diyor. Bütün bu verileri alt alta koymamız gerekiyor. Bu ne demek? Bu sene bu lig oynanamaz demek. Şu an Türkiye'de virüs kapan insan sayısı %0,5 bile değil. Bu 1-2 ay içinde kontrol altına alınırsa önlemlerin de devam etmesi gerekiyor. Bu analizler ışığında 1-2 ay içinde düzelip sahaya çıkılacak bir durum gözükmüyor. Bu yıl bu ligin seyircili oynanma ihtimali yok. Seyircisiz olarak da bu risk alınır mı bilemiyoruz. Federasyona diyoruz ki bu yıl bu ligin oynanmamış sayılması gerekiyor.  Biz UEFA ve TFF'ye tabiyiz, buralara ancak fikirlerimizi söyleyebiliriz ama bu mercilere çok fazla fikir gidiyor. Bana göre önümüzdeki sezon da risk altında ya da seyircisiz oynanma ihtimali var. Taraftarımızın her şey normalmiş gibi yönetim üzerinde baskı oluşturması yanlış yaptırabilir. Şuna inansınlar, Beşiktaş'ın menfaatlerini didik didik ederek masaya yatırıyoruz. Gelecek güzel olacak ama şu günleri atlatmalıyız. Böyle dönemlerde kişisel gündemler oluşturmamalıyız. Elbirliğiyle kulübü bugünlerden çıkarmamız gerekiyor.

Kulüpte herhangi bir aksama yok, hızla adaptasyonu sağladık. Ofis çalışmaları evden yürütülüyor. YK olarak da teknoloji sayesinde hep bir aradayız. Bu daha fazla beraberlik ve düzen getirdi. Büyük yıkımlar çok ciddi değişimler getirir. Rönesans ve reformun oluşumları da veba salgınıyla başlamıştı. Bu salgın da bize değişik yöntemler öğretiyor. Bu değişiklikler Beşiktaş'a da ciddi katkıda bulunacaktır.

TALISCA VE TRANSFER

Taraftar bizden onu alacağız bunu alacağız dememizi bekliyor. Popülist yaklaşmayacağız. Doğrusu neyse onu paylaşmak istiyoruz. Kaynakları kadar hareket eden, gelirlerini arttırmaya çalışan bir Beşiktaş yaratmaya çalışıyoruz. Bu da zaman ve sabır istiyor. Ciddi bir scout sistemi oluşturmaya çalışıyoruz. Genç yetenekleri filizlendikleri aşamada yakalayabileceğimiz bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Bu bize hem iyi sporcular kazandıracak, hem de gelir kaynağı olacak. Altyapıyla ilgili hiç yatırım yapılmamış, popülizm işte böyle bir şey. Biz iletişimde de Beşiktaş'ın gerçeklerini taraftarımızla birlikte paylaşıp tartışacağımız zeminleri oluşturmaya çalışıyoruz. Altyapıda bir sahada 4 takım birden antrenman yapmaya çalışıyor. Amatör şubeleri stadın içine almaya, antrenman alanları hazırlamaya çalışıyoruz. Altyapı tesisleri oluşturmaya çalışıyoruz. Sadece kendi sistemimiz değil, dünyadaki bütün altyapıları takip eden bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz. Gönüllü scouting sistemini de getireceğiz ama sabredeceğiz. Profesyoneller de amatör ruha sahip olacak. Bizim taraftarımız canını dişine takıp kaybeden bir takımı çağırır alkışlar. Takımın oyun sisteminin bile camianın gerçekleriyle örtüşmesi gerekiyor. Bu yapıyı oluşturacağız, kolay değil ama oluşturacağız.

Yapılanma pek çok şeyi kapsıyor. Yapılanma kelimesini kullanmasak da olur. Ortada yeniden yapılanma için bir hedef, yol yok. Menajerler futbolcu gösteriyor alıyorsunuz, sonra dönüp sponsorluk temlik ederek para buluyorsunuz. İşte böyle gitti Beşiktaş'ın geleceği. Bunların böyle olmamasını sağlayacak bir yönetim şekli en önemli hedefimiz. Futbolda tüm idari alanlarda sisteme inanıyoruz. Şu anda tüm YK üyelerimiz cansiperane şekilde profesyonellerin yapması gerektiği işleri yapıyor.  Biz işin uzmanı profesyonellerle çalışmak istiyoruz. Bugün iki arkadaşımız bütün günlerini bu işlerle ilgilenerek geçiriyorlar ama gelecekte doğru bir sportif direktör ve scouting sistemi bu işleri yapacak. Türk takımlarının Avrupa'daki istikrarsızlığı başarının sistem üzerine kurulmamış, tesadüfi olması. Bu dediklerimizi başarabilirsek Beşiktaş Avrupa'da da sürekliliği olan bir takım haline gelecek. Böyle bir bütçe şu anda yok. Bu belki de bizim için bir fırsat. Futbol bambaşka bir yer. Altta da yorumları okuyorum, ısrarla Talisca yazıyorlar. Bir kez daha cevap vereyim. Beşiktaş'ın bu yılki futbol bütçesi 56 milyon Euro idi. TFF dedi ki önümüzdeki sene bunu 35 milyona düşüreceksiniz, yoksa puan silme, küme düşme dahil her tür cezayla karşılaşabilirsiniz. Bütçemizi 20 milyon euro daha düşürmek zorundayız. bir yandan da Temmuz'a kadar 600-700 milyon ödenmesi gereken borcu var. Bu durum daha açık nasıl anlatılabilir? Beşiktaş buradan taraftarıyla çıkacak. Böyle zor bir dönemde artık futbolcu isimlerini, eski alışkanlıkları unutup sadece Beşiktaş ismini hatırlayacağız. Dünyada yüz binlerce futbolcu var, belli oyunculara da güç katmamak lazım. Asıl Beşiktaş değerleri o yıldızları kendi içinden yaratmakla anılmalı geçmişte de olduğu gibi. Daha önce yıldızlaşmış isimlere ayıracak bütçemiz yok. İsimleri unutalım ve o isimlerden daha büyük yıldızları yaratmaya çalışalım. Talisca ya da başka oyunculardan daha değerli oyuncuları biz neden yetiştirmeyelim? Avrupa'da 3 milyon, Türkiye'de 85 milyon Türk vatandaşı nüfusu var. Avrupa havuzundan daha fazla yetenek çıkıyor. Neden? Çünkü sistem. Taraftar bizi bu havuzu yaratıp yaratamayacağımızla denetlemeli.

TARAFTARI KULÜBÜN KARAR MEKANİZMASI HALİNE GETİRECEĞİZ

İletişimi sadece basınla olan ilişkiler olarak algılıyoruz. Taraftarıyla, sponsorlarıyla, paydaşlarıyla olan iletişim gibi çok daha kapsamlı bir konu. Beşiktaş'ta iletişimde bu profesyonel kadrolar oluştu. Dijitallleşme bizim için geleceğin gelir kaynaklarını oluşturacak çok stratejik bir konu. Bu konuda çok ciddi hamlelerimiz olacaktı ama korona yüzünden bir parça gecikme yaşadık. Dijital olarak öyle bir yenilik getireceğiz ki taraftarımız kendilerini bunun içinde bulacak. Burası bir eğlence merkezi. 7/24 yaşayan bir hale getirmeye çalışıyoruz. İnsanlar artık elinden telefonu düşürmüyor. Futbol sadece haftada bir 90 dakika oynanan bir şey olmayacak. Taraftarı bizzat karar mekanizmalarının içine sokmaya çalışacağız. Yeni gelir kaynakları yaratmaya çalışacağız. Her endüstri gibi futbol endüstrisi de daralacak ama bu bir eşitlik sağlayacak. Belki futbolcu değerleri de aşağı inecek, bu bakımdan belki transferde acele etmenin de anlamı yok. Beşiktaşlılar merak etmesin, Beşiktaş için en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

Bir destek kampanyamız vardı, dijital konuları da içine sokacaktık ama bu korona yüzünden onu da erteledik. Bu bizi karamsarlığa düşürmesin. Bunlar bize has sorunlar değil, tüm futbol ekonomisinin sorunu. Herkes bu sorunu yaşayınca yapılması gerekenlerin bir an önce yapılması sağlanacak, belki bu da bir avantaj olacak.

Duhuliye.com