Alen Markaryan bugünkü yazısında Beşiktaş'ın mağlubiyetini yorumladı. 

İşte Alen'in yazısı:

Merak edildiği üzere, N’Koudou, Diaby, Ljajic ve Güven dörtlüsünü görücüye çıkardı Abdullah Avcı. Ve üstüne Elneny’yi ekledi. Arka tarafa hiç dokunmamıştı. Biz futboldan başka her şeyin konuşulduğu koca bir haftanın komedyasında, “19.05’te ceza açıklanır mıymış”ın gölgesinde, ve biraz sonra başlayacak Gazişehir maçının Beşiktaş kısmına ayrılmış 130 TL’lik, cepten boşaltmaya yönelik bilet fiyatlarının sorumsuzluğunda, maçı yazmaya çalışıyorduk.

Bu minvalde “N’Koudou’nun olduğu çizgiyi iyi kullanıyorduk” diyecektim ki, Vida’nın akıl almaz hatasıyla sarsıldık. Daha dakika 6’ydı. Anlatılamaz bir ıska, akabinde panikle gayri ihtiyarı ve istem dışı bir itmeyi tetikliyordu.

Hakem penaltıyı tereddütsüz, kırmızı kartı anında çıkarttı!!!

Ve maça adeta 10 kişiyle 1-0 mağlup başlıyorduk.

Ah Vida ah.

Tamam olabilir hata yaptın.

Bırak adam vursun, olursa olsun gol.

Daha 90 dakika maç var.

Niye 10 kişi bırakıyorsun ki takımı?

Bunu tecrübesiz biri yapsa eyvallah diyeceğim.

Lakin bu durumda diyecek bir şey yok maalesef!!!

Artık herkes 2 kişilik oynamak zorundaydı.

Oyun disiplinini bozmuyormuş gibi gözüküyorduk ama arkada ciddi boşluklar veriyorduk.

Vida’nın bu zamansız terk edişi, moral bozukluğuyla beraber bireysel hatalara da zirve yaptırmıştı.

Kalemizde ilk yarım saatte 2 top direkten döndü.

Bomboş kaçanları saymıyorum bile.

Anlayın gayrı.

Güven yürüyor, Ljajic yürüyor, adamlar her pozisyonda Karius’la baş başa kalıyordu.

Abdullah Avcı’nın ikinci yarı itibarıyla marjinal kararlar alması temennisiyle ilk yarıyı noktalıyoruz.

???

Vay Günay vay...

Başka bir şey demiyorum.

Bu ne Beşiktaş kinidir ki, üstüne vazife olmayan bir saldırının tribün şovlarındasın.

Tüüüü!!! Yazıklar olsun.

Adam dümenden yatacak, zaman geçirecek, sonra fair-play.

Sonra da ikinci golle beraber, Elneny karşılıklı vuruşmanın ardından (Sanki ringdeyiz) rakibiyle birlikte kırmızı kart gördü.

Sonra 3 oldu.

Takım disiplini, oyun ciddiyeti kaybolmuştu. Bu tip durumlarda bir kıvılcım her şeyi tersine çevirebilirdi aslında.

Neler görmemiştik ki biz.

Zira sahada öbek öbek boşluklar vardı.

Ama önce inanmak gerekiyordu.

Tam bu sırada Umut Nayir’i gördük, elinde top, attığı golün santrasını isterken.

Sonra Atiba’nın kafasını: 3-2.

Ve by-pass olanlar kalp pilini taksındı artık.

Da geç bir uyanış geç bir silkiniş oldu.