Alen Markaryan bugünkü yazısında Beşiktaş ve Adidas arasındaki forma krizini yazdı: İşte Markaryan'ın yazısı:

Forma her şeydir.

Forma senin armanı taşır zira...

Bir mağazanın içiyle ilgili bilgi edinmek istiyorsanız, o mağazanın vitrinine bakarsınız önce, ki değer yargılarınız, ön yargılarınızı beslesin...

Forma ait olduğu yerin vitrinidir çünkü...

Son zamanlarda forma renklerinden tutun da dizaynediliş ve tasarımlarına kadar bir dolu isyan düşmekte önümüze…

Siyah ve beyazın dışında kullanılacak renklerin, Beşiktaş geleneklerine uyuşmaması en büyük ıstıraptı düne kadar...

En son, Beşiktaş kulübünün forma tanıtımını yapmadan, anlaşmalı firmanın formaları orta yere sermesi bardağı taşıran son damla oldu...

Hani kurumsallık...

Hani ciddiyet...

Bu formaların Kartal Yuvaları’nın resmi sitesinden önce sponsor firmanın web sitesinden teşhir edilmesi nasıl açıklanabilinir ki?

Ya yan sanayi formaları gördükten sonra harekete geçerse?

Kartal Yuvaları’ndan önce ve Kartal Yuvaları’ndan ucuz taraftara ulaşması Beşiktaş’a zarar değil de nedir?

Hem size bir şey söyleyeyim mi, nicedir forma tasarımlarına iştahsız çoğu insan...

Kültürümüzü ve geleneklerimizi yansıtmıyor...

Hani kahveyi yapan kişiye, “İçine sevgini kat” dersin ya, o sevgi yok işte bu forma yapımlarında...

Burnumuza baştan savmalık kokusu geliyor

ilk etapta... Forma gibi olsun istiyoruz formalarımız, tişört gibi değil!!!

Forma her şeydir zira...

Olan Beşiktaş’a oluyor

Haber yapılıyor... Atıyorum, “Beşiktaş Vitor Hugo’yla büyük ölçüde anlaştı... Abdullah Avcı onay verirse anlaşma imzalanacak”

Kırılma noktası burası... Abdullah Avcı izin verirse???!!! Yani bu transfer edilecek topçu Sn. Avcı’nın bilgi dahilinde seyredilmemiş…

Onun kafasındaki oyun şablonuna göre ölçülmemiş... Menajerler önermiş. Seyredilmiş ya da TV’den izlenmiş…

Elimizde böyle topçu var alın isterseniz denmiş. Yani iş tersinden çalışmaya başlamış… Halbuki nasıl olması lazım?

Sezon bitmeden önündeki sezon için yeni bir hocayla anlaşmışsın...

Güzel... Takımı yönetimle ve hocanla koordineli biçimde kurma şansı yakalamışsın...

Hoca isteyecek, paran varsa sen alacaksın...

Bu kadar....

Yok?!

Biz de öyle olmuyor maalesef...

Şimdi Ali Şen’in sözü geliyor aklıma...

Ne demişti Ali Bey?

“Transfer teknik direktöre bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir”...

Evet ama yönetimler futbolu ve “futbol”u iyi biliyorlarsa!

Ortalık menajerlere bırakılmamışsa...

Ve yeri geldiğinde sorumluluk üstlenilecekse...

Örnek Ersun Yanal... Başarısız oldu...

Suçlama yapıldı mı?

Hayır. Niye?

Çünkü ilk suçlamada “Bu takımı ben kurmadım” diyebilir ve biraz da haklı olarak suçlamaları bertaraf edebilirdi...

O yüzden

Elimizde fırsat var...

Sn. Avcı’nın önermediği, bilmediği adamlarla boşa vakit harcamayın.

Yakın geçmişte Şenol Hoca’nın istemediği oyuncularla yapılan anlaşmaları ve sonuçlarını hep beraber gördük...

Olan Beşiktaş’a oluyor...

Bilmem anlatabildim mi?