İşte Alen Markaryan'ın yazısı:


"Rasim Kara özdeşleşmişti “kaptan” kelimesiyle... Yolda görsek “Kaptan nasılsın” derdik...

Sonra Nejdet taktı bir süre o anlamı büyük kolluğu...

Sonra Rıza...

Bir taktı kaptanlık pazubandını 20 sene... Tribüne çağırdığımızda “Büyük kaptan” diye inlerdi stat... Tek kişiyi göremezdin bağırmayan... Sırf sahada değil her yerde kaptandı... Her alanda saygındı...

Baba Hakkı’yı Sanlı kaptanı yazmıyorum bile...

Sonra son kahraman Rıdvan modeli ‘İbrahim’lerden Üzülmez ve Toraman...

Sonra endüstriyel futbol, önce maneviyatı sonra da bütün değerleri mahvetti..

Pekişmiş arkadaşlık dürtülerini yan yana yürümeyi tribünle aynı havayı solumayı unuttu insanlar...

Hoş karşılanmayan ne varsa Fulya’ya gidilip kaptana maruzatlar bildiren bir nesilden nerelere düştük hayretler içerisindeyim..

Biz tribünde büyüdük...

Onlar sahada...

Dedim ya endüstriyel futbol garip nitelemeler yükledi futbola...

Futbolun “f” sini anlamayan yöneticiler peydahlandı...

Ahbap çavuş ilişkileri, siyaset dünyasıyla iç içe olmalar...

Aidiyet duygusunun tavan yaptığı futbolu soğuttu çoğu insandan...

Son zamanlarda geldiğimiz nokta ise içler acısı...

Baksanıza

Neredeyse 2 senedir gelmesin diye diretilen, lakin Şenol Hoca’nın amansız baskısı sonucu takıma monte edilen, hırsı ve attığı gollerle takımda tutunmayı başaran Burak Yılmaz kaptanlığa uygun görülmüş...

Siz ne derseniz deyin bizim dediğimiz olur babında...

Taraftarla kamuoyuyla sinerji yaratılması düşünülmemiş bile...

Doğru mudur peki...?

Cevabı şöyle arayalım...

Takımın eskisi ve saygı duyulanı olması lazım kaptan olacak kişinin bir defa..

Mahallenin abisi gibi...

Saha içi enerjisi ve duruşuyla örnek olması olmazsa olmazlardandır...

Yeni gelen birisi de olabilir ama onun da geldiği yerde aynı vasıfları taşıyor olması gerekmektedir....

Saygı her şeydir...

Ayrıca kaptanlık pazubandını takan kişi takımdaki diğer oyuncuların da onayıyla olmalıdır...

Bu işe Necip ne demiştir mesela?

Oğuzhan yeni bir sayfa açacaksa futbol hayatında ona yakışmazmıydı bu pazubant...

Atiba içten içe içerlemiş midir acaba?

Quaresma?

Kaptanlık verilerek agresif yönününün pasifize edilmesi düşünülemez miydi?

Dikkat edin Burak Yılmaz’a tek lafım yok bu minvalde...

Belki de görevini on numara yapar... Ama bu kadar kaos yaşanmış bir isme kaptanlık vermek tuhaf gelmiyor mu size...

Yönetimler krizi ,kaosu, çekişmeleri halledebilmek için var..

Düz suyu bulandırıp, denizi yüzülmez hale getirmek için değil... Müspet menfi , her konuyu yönetebilmek..

Adı üstünde yönetin!!!!

Beşiktaş düşmanlığının böylesi

Gazeteyi elimize aldığımızda hemen en arka sayfayı açar okumaya oradan başlardık... Niye?

Spor haberleri oradaydı da ondan...

Enstantaneler, köşe yazıları, yıldız tablosu bile ayrı bir hava katardı o sayfaya...

Teknolojiyle beraber artık iletişim elinizdeki telefonlara yansıdı...

Zırt pırt haber düşüyor önümüze haberi veriş şeklinin yanısıra bir de bunu nasıl okuturuz var....

Buyrun, geçen gün Kayseri’nin Freiburg’la oynadığı hazırlık maçında skor 9 -1’i görmüş..

Haber değeri nedir bilmem

Ama haber şu: Beşiktaş’ın Liverpool’dan 8 yediği maçta kalede olan Hakan Arıkan, Kayseri’nin kalesinde de Freiburg’dan 9 gol yedi...

Nasıl bir vurdum duymazlık

Nasıl bir pervazsızlık sormayın.

Cıvımış derler ya öyle...

Bir, Hakan maç 2-0’ken oyundan çıkıyor.

İki, Beşiktaş’ı ne katıyorsun bu işin içine...

Üç, çocuğu niye rencide ediyorsun...

Aklı sıra haberi okutacak...

Pöh! Haspam!!!

Beyler millet uyanıyor artık, basıyor engeli çıkartıyor hayatından seni...

Üstüne hem Kayserispor hem Beşiktaş Kulübü karar alıp tesislere de sokmayacak...

Göreceksin yanlı haber yapmayı...

Haaa Beşiktaş düşmanlığı mı?!

O bitmez .

Şanımız yürüsün....

Çarçur devri bitti

Aziz Yıldırım döneminde Gökhan Gönül’ün ve Caner’in Beşiktaş’a gelmesine bir nebze inat F.Bahçe, Beşiktaş’tan İsmail Köybaşı’nı transfer etmişti..

Hâlâ cevabını bulamadığım soruların başındadır o transfer!!!

Neyse...

Bir haber gözüme ilişti geçenlerde de yazıvereyim dedim..

Bulunsun.... 7 yıl oynamış Beşiktaş’ta... 3 sene de Fener‘de

İsmail...

Eeeee! Şimdi?

Takım bulamıyormuş... Bulamaz tabi... Artık çarçur devri bitti...

Bak bankalarla anlaşma yapılıyor...

Denetim sıkı anlayacağınız...

Neyse.

Biz yaşı ilerledi ondandır diyelim de çok bilmişlik yapmayalım.... Ne diyeyim?

Yolu açık olsun..."