Maç öncesi Beşiktaş'ın sakatları var.

Rosier de hastalanmıştı.

Sergen Yalçın bu sorunların yanında büyük bir hataya düşerek Ghezzal, Pjanic, Larin'i dinlendireyim deyince sahaya çok abartılı rotasyonlu bir kadro çıktı.

Bilhassa 4'lü defans teşkili futbolda çok önemlidir.

Dün geceki defans bloğunun başarılı olması çok zordu. Bir de arka arkaya Necip ve Mehmet Topal'ın sakatlıkları eklendi.

Maçın ilk 11'inde ve sonrasında Beşiktaş'ta Montero'nun yanındaki stoper üç kere değişti.

Önce Mehmet sonra Josef ve en son Atiba...

Üstelik üçü de çakma stoper.

Aslında ilk yarıda defans bloğundaki bu arızaları en aza indirmek için hiçbir formül üretilmedi.

Çünkü hiçbir şey yapmayan iki kanat forveti, Gökhan Töre ve Kenan ile takım bir de 9 kişi oynuyordu.

Bu tabloda Antalyaspor devre sonunda iki üst üste gol buldu, son saniyelerde de üçüncüyü kaçırdı.

Sergen Yalçın ilk yarıdaki Pjanic değişikliğinden sonra ikinci yarıya da Ghezzal ve Larin ile başladı.

Rıdvan'ın erken golü takımı ateşledi, sonra da verilen reaksiyon ile iki farklı skor dezavantajından geri dönüşle maç kazanıldı.

İlk yarıyı izlediğimizde altın değerinde üç puan oldu.

Eğer işler ikinci yarıda tamamen değişmese Sergen Yalçın çok ağır eleştirilerin hedefi olurdu.

İlk 11, Gökhan Töre ile Kenan'ın devre sonuna kadar oyunda kalması ve maçın kontrolü rakipte iken sakatlıktan sonra karşı atakları kesen en önemli isim Josef'in stopere çekilmesi büyük hatalardı.

Sonuçta Beşiktaşlı futbolcuların ikinci yarıdaki hırslı başlangıcı kadar büyük hatalarla rakibe ilk iki golü hediye eden Antalya, Sergen Yalçın için büyük bir şans oldu.

Daha sezon başında bir tane Şampiyonlar Ligi karşılaşması oynadım diye yorulduk deniyorsa bu günümüz futboluna hiç de uyan bir düşünce değil.

Ömer ÜRÜNDÜL / Sabah