Keşke eskisi gibi Avrupa ertelemesi olsaydı Süper Lig’de…

Gerçi yıllar geçti, o sistem tarih oldu ama, Beşiktaş’ın Sporting yolculuğu öncesindeki Hatayspor maçı ertelenseydi, iyi olurdu.

Öylesine etkisiz, pasif ve kararsız bir Beşiktaş vardı ki sahada, Hatayspor kendi evindeki en rahat maç başlangıcı yaptı, desek yeridir.

Dakika 6… Orta alanda kaptırılan top.. Diouf, Kaabi ile Lobjanidze’ye atıyor topu…

İkisi de hızla iniyor Beşiktaş ceza alanına…

Müdahale eden sadece kaleci Ersin. Ötekiler kıpırdayamıyorlar..

Ersin çıkıyor ama nafile…

İki ortak golü atıyorlar. Son dokunan Lobjanidze.

Golü çağıran, öncesinde ve sonrasında Beşiktaş’ı oyundan soğutan arızalar var…

Necip Uysal, sakat Josef’in yerine merkezde, savunmanın önünde nöbete dikiliyor ama, direnemiyor.

Arkadaşlarıyla oyun kuramıyor. Top kaybediyor.

Atiba zorunlu olarak yardıma geliyor, olmuyor…

Top Hataysporlu futbolcuların ayağına geldiğinde oyun hızlanıyor, ataklar derinlik ve çeşitlilik kazanıyor.

Sadece Josef de değil yokluğu hissedilen. Vida’nın ortağı Welinton yedekte.

Sergen Yalçın, sol ayaklı genç stoper Montero’yu görevlendirmiş.

Topu sol ayağına alana kadar zor durumlara düşüyor.

Yediği gol sırasında kısa süren bir sakatlık geçiren Ersin’e pas yapıyor… Zor durumlar yaratıyor.

Hatayspor maç içinde ayrı bir senaryo yazmış. Ribeiro ile Teixeira’yı kilitlemiş.

Bir türlü rahat edemiyor, katkı sağlayamıyor Brezilyalı. Portekizli rakibiyle aynı dili konuşuyorlar, sorun yok.

Ama top araya girince Ribeiro, dinlemiyor, anlamıyor, topu paylaşmaya da hiç niyeti yok. Teixeira sıkıntıyla oynamaya çalışırken, Beşiktaş Umut Meraş-Larin ve Rosier-Ghezzal kanallarından açmaya çalışıyor gol yollarını.

Çok top kaybediyorlar, olmuyor.

Unutmayalım, Batshuayi’nin sakatlanarak oyunu terk etmesi de talihsizlik Beşiktaş için. Yerini alan Kenan, evet pozisyona giriyor, ama isabetli şut atamıyor.

Hatayspor alanın her yerinde çabuk ve baskılı oynuyor.

Beşiktaş’ın top kayıpları ve sonuçlanmayan atakları gol şansını tüketiyor.

Bir de Larin ile Burak’ın kafa kafaya çarpışması var.

Tedavi. Oyunun soğuması, 7 dakikalık uzatma. Oyunun akışı da bozuluyor.

Beşiktaş topa sahip olmada (36/64) çok öncelikli…

Neredeyse eve götürecekler meşin yuvarlağı. Ama o oyuncak bir türlü rakip kaleye girmiyor.

Orada Munir var. Sahi, bir de Mehmet Topal’ın topukla kaleye gönderdiği top var. Ofsayt.

Maçın gösterdiği bir gerçek şu: Sakatlık, tedavi, antrenman filan…

Ne yaparsanız yapın, Beşiktaş bu yıl iyi değil.

Oyuncular birbirleriyle senkron tutturamıyor. Oyunda akışkanlık sağlayamıyor, İkili mücadeleleri kaybediyorlar. Topa çok vuruyorlar, ama artık onlar şut değil.

Sergen Yalçın, Kenan Karaman, Salih Uçan, Mehmet Topal’dan sonra Gökhan Töre ve Güven Yalçın’ı da sürüyor sahaya… Yararı yok...

Haftaya Trabzonspor’u ağırlayacaklar…

“Evde yokuz” deme şansları da yok.

11 haftada 3 yenilgi şampiyon takım için fazla.

Belli ki Kartal’ın kimyası da bozulmuş.

Artık ayar tutmuyor.  

Attila GÖKÇE / Milliyet