En çok ilgi çeken, ekonomisi en üst düzeyde olan spor dalı futbol bileşenleri de yoğun bir şekilde ne yapılmalı üzerine mesai harcıyor.

Galatasaray'la oynanan son derbi maçı öncesi yaşanan seyircili, seyircisiz, tehir seçenekleri konuşulduğunda TFF başkanının düştüğü çelişkilerin nedeninin nereden kaynaklandığını çok düşünmeye gerek yok.

Nihayetinde seyircisiz oynandı ama başta müsabakanın oynanmasına kulüp başkanının istemine karşı şiddetle itiraz eden Fatih Terim ve iki yönetici ve tribünde olan yakınları Korona virüsüne bulaştılar. Yani TFF ve tek karar mercii olan Nihat Özdemir diğer medeni ülkeler bağımsız federasyonlarının başkanları gibi hareket edip ligleri erteleseydi
bu sıkıntılar yaşanmazdı. TFF Kurul olmasına karşın tek söz sahibinin başkan Nihat Özdemir olduğu gerçeği son iki icraatı ile de örneklendi. Bir profesyonel operasyon müdürü Ufuk Şepik  görevden alınırken, kendisine ters düşen  yönetim kurulu üyesi Galatasaray kökenli Erdal Bahçıvan’ın istifası istendi ve yerine getirildi.

Durum bu iken diğer ülke örnekleri göz ardı edilip ülke federasyonumuzun ne karar alacağını düşünmek abesle işgalden başka bir şey değildir. Zira işin ucunda Katar’lıların Bien’inden Demirören’lerin İddia’sına kadar birçok kurumun gelir kaybı düşüncesi sıkıntı yaratmaktadır.
Kulüpler de bu işletmelere olan özellikle yayın gelir bağlantıları nedeniyle dar boğaza girecek ve giderek tedbirler uzadıkça  da artacaktır.

Beşiktaş cephesinden de farklı bir gelecek bulunmamaktadır. Zaten bir sıkıntı içerisinde olan günlük kazançla yaşamını sürdüren personele bile 4 aydır maaş veremeyen yönetimden ne beklenebilir ki? Yönetim kurulu üyelerinin kişisel CV'lerine bakıldığında bir kısmının baba şirketinde çalıştıkları, bazılarının ise özel profesyonel yöneticilik yaptıkları görülür ki böyle bir kriz döneminden geçme tecrübeleri olmamıştır. Zaten 5 aylık icraatları çoğunlukla içerisinde yıllarca görev yaptıklarını hesaba katmaksızın geçmiş yönetimleri suçlamakla geçmiştir.
Bu sıkıntıların yaşandığı ve yaşanacağı belli iken temel yapı taşları tribünlere oynamak üzerine kurulu olan yönetimin günümüzde futbolcu transferi üzerine rakamsal açıklama yapmaları, bir araya gelerek görüşme yaptıklarını anlatan resimler vermeleri aklı selimi kandıramaz. Zaman tünelinde yöneticilere tamamen duygusal yaklaşımda olan ve onları  medyanın gündeminde tutmada sınır tanımayan mensuplarının gayretleri açıkça sırıtmaktadır. Sosyal medyada trol  aktivitesi de artık deşifre olduğundan değerini kaybetmiştir.

Beşiktaş’ın her şartını  bilerek iş başı yapan bu yönetimin içerisindeki iş aleminin sadece laf üreten isimlerinin daha önce bahsettiği A-B-C planlarını devreye sokmaları gerekir. Öncelikle de yaşamlarını günlük kazançlarıyla idame ettiren personelin maaşları ne yapılıp edilip ödenmelidir. Bu şekilde kalben huzur bulunur sonrasında diğer işler global şartlar düzene girdiğinde düşünülmelidir. Bu işler çözülemiyorsa sonra bu yönetim kurulu başkan ve yöneticilerine bir kayıkçı  örneğinde olduğu gibi “Paran yoktu niye bindim kayığıma“ denir.